SERDAR ATCI - TFC
3 Mayıs 2016 Salı
EXPO 2016 ANTALYA KISIM 2
HEDEFLER:
-Gelecek nesiller için yeşil bir dünya.
-Uluslararası ve yerel çevresel sorunları tartışmak ve
çözümler üretmek.
-Gelecek nesillere çevre bilincini aşılayabilmek.
-Dünya ekolojik ve organik tarımın önemini vurgulamak.
-Dünyanın en büyük tarım, çevre ve ekoloji müzesini kurmak.
-Küresel ısınmaya karşı alternatif enerji kaynaklarını
teşvik etmek.
SONUÇ:
23 Nisan tarihinde büyük bir törenle ve görsel şovlarla
açılan Expo 2016 Antalya’dan devletimizin gelir beklentisi yüksektir. Ancak
bana kalırsa ülkemizin günümüz şartları ve siyasal olayları göz önünde
bulundurulunca beklentileri karşılamayacağını düşünüyorum. Birçok devlet de
ülkemizdeki sorunlardan dolayı anlaşmasını fesh etmiştir. Bu büyük yatırımın günümüz şartları ve siyasal sorunlar olmasaydı beklentileri
karşılayacağını ve ülkemizin kar edeceğini düşünüyordum. Ama durum böyle
olmadığı için ülkemizin bu yatırımdan zarar edeceğini düşünüyorum.
EXPO 2016 ANTALYA
Dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olarak kabul
edilen “Dünya Botanik Expo’su 2016 yılında Expo 2016 Antalya adıyla Nisan
2016-Ekim 2016 tarihleri arasında çiçek ve çocuk temasıyla ülkemizde
düzenlenecektir. Expo Antalya’nın düzenlenmesi amacıyla 2007 yılından itibaren
çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda Antalya’da süreci yönetmek üzere 33yerel
ve sivil toplum kuruluşunun yer aldığı Expo Meclisi ve Expo İcra Kurulu
oluşturulmuştur.
Expo 2016 Antalya 900 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuştur.
Expo 2016 Antalya’ya 100 ülke ve 30 uluslararası kuruluşun bahçelerini
sergilemek üzere katılımı bekleniyor. Expo2016 Antalya’nın düzenleneceği 6 ay
süresince yaklaşık 20.000 bilimsel ve kültürel faaliyet planlanmaktadır.
Expo alanında uluslararası bahçeler, Expo Göleti, Expo
Kulesi, Çocuk Adası, amfi tiyatrolar, meyve bahçeleri, çiçek sergi alanları,
sponsor bahçeleri, dünyanın en büyük tarım çevre ve ekoloji müzesi gibi bir çok
yapı inşa edilmiştir.
Expo 2016 Antalya’nın yapımı için 500.000.000 tl harcama
yapılmıştır.
EXPO 2016 ANTALYA İLE İLGİLİ FARKINDALIĞIN ARTMASI ADINA NE
GİBİ ÇALIŞMALAR YAPILIYOR?
-Uluslararası düzeyde dünyanın en büyük fuarı olan ITB
Berlin ile dünyanın en büyük 7. Turizm fuarı olan MITT Moskova fuarı ve ulusal
düzeyde gerçekleştirilen birçok organizasyonda yer alınmış, tanıtımı
yapılmıştır.
Bunlar dışında Türkçe Olimpiyatları, Aspendos Uluslar Arası
Opera ve Bale Festivali, Antalya 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği ve Çiçek
Festivali gibi birçok festivalde tanıtımı yapıldı.
Expo 2016 Antalya’ya giriş ücretleri:
Günlük ücret: Yetişkin 60tl
İndirimli (Öğrenci, 65 yaş üstü) : 30tl
Çocuk(8-13yaş): 15tl
Çocuk (0-7yaş), Gazi, Gazi yakını, Şehit yakını, Engelli:
Ücretsiz
17 Aralık 2013 Salı
TÜRKİYE FİZİKİ COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ
TÜRKİYE FİZİKİ COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ
A
Aa: Katılaştığı zaman çatlaklı ve pürüzlü
bir yüzeye sahip olan lavlara denir.
Abrazyon: Dalga aşındırması.
Abisal Alan: 3000 ila 6000 metre
aralıklarında derinlik gösteren derin deniz ovasıdır.
Ablasyon: Buzulların eridiği ve
buharlaştığı alan.
Açık Havza: Sularını denizlere kadar
ulaştırabilen akarsu havzalarına denir.
Açısal Hız: Dairesel hareket yapan dünya üzerindeki herhangi bir noktanın birim
zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır.
Ada: Deniz veya göl sularıyla çevrili kara parçasına verilen
isimdir.
Adacık: Üzerinde devamlı yerleşme
bulunmayan çok küçük adalardır.
Adatepe: Aşınmalardan arta kalan,
düzlüklerin içerisinde yükselen tepeler.
Adayayı: Yoğun yanardağ etkinliklerini,
depremleri ve dağoluşumu aşamalarını geçirmiş uzun yay biçimindeki bükülmüş
okyanus adaları zinciridir.
Adyabatik: Hava kütlesi ile çevrilen
sıcaklık alışverişi olmadan, hava kütlesinin ısınması veya soğuması olayıdır.
Aeroloji: Hava araştırmaları birimi.
Afel: Günöte. Güneş etrafında dönen bir
uzay cisminin, güneşe en uzak olduğu noktaya verilen isimdir.
Afet: Toplumu sosyal ve ekonomik yönden
etkileyen her türlü doğal ve insan kaynaklı olaylardır.
Afet Bölgesi: Yakın bir zamanda herhangi
bir doğal afetle karşılaşan acil plan durumu uygulanan bölgelerdir.
Afotik Bölge: Göl ve denizlerde ışığın
nüfuz etmediği bölge.
Ağıl: Keçi, koyun gibi hayvanların
geceleri barındığı yerlere ağıl denir.
Ağız: Yanardağlarda magma ve gazların
yeryüzüne çıktığı açıklıktır.
Aglomera: Yanardağ püskürme maddeleri
veya tortul parçalardan bileşik çimentolu konglomeralara verilen addır.
Akarsu: Belirli bir yatak içerisinde
sürekli veya en az bir mevsim akan sulardır.
Akarsu Rejimi: Akarsuların akımındaki yıl
boyunca olan değişimlerdir.
Akarsu Vadisi: Akarsuların aktıkları
yatağı aşındırması ile oluşan çukurluklardır.
Akarsu Sekisi: Bir akarsu yatağının her
iki yakasında ve bugünkü yatağa göre daha yüksekte bulunan basamak biçimindeki
eski vadi taban dolgularıdır.
Akıntı: Bir cismin akar şekilde yer
değiştirmesidir.
Akifer: Sutaşır.
Aklan: Bir ülke veya bölgenin denize
doğru genel eğimi. Ya da bir dağın eteğine doğru eğimi.
Alçıtaşı: Jips.
Alize Rüzgarları: Yaklaşık 30 derece
enlemlerindeki yüksek basınç alanlarından ekvatora doğru esen sürekli
rüzgarlardır.
Alçak bulutlar: Genellikle gri renkteki
düzenli görünüme sahip, çisenti şeklinde yağışlar ve az da olsa kar yağışları
da yapabilen bulutlardır.
Albedo: Herhangi bir yüzeye düşen güneş
ışınlarının yansıyan ışına oranıdır.
Alkali: Kurak veya yarı kurak bölgelerde,
yüzeyde veya yüzeye yakın olan yerlerde bulunan sodyum karbonat, potasyum
karbonat veya tuzdur.
Alokton: Yer hareketleri sonucu oluştuğu
yerden başka yerlere taşınmış çeşitli kayaçlardır.
Alp Dağ Oluşumu: Alp orojenezi II. Jeolojik zaman sonlarında başlayıp, 2,5 milyon yıl önce sona eren, en şiddetli
dağ oluşumudur.
Alp Triyası: Alp jeosenklinalinde çökelip
yığılmış ve Alp dağ oluşumu ie yüzeye çıkmış kalın Triyas dönemine ait
katmanlar.
Alpin Bitki: Ağaç yetişme sınırının
üstünde kalan nemli ortamlarda yetişen otsu bitkiler.
Alüvyon: Akarsular tarafından kil, kum ve
çakıl gibi materyallerin akarsuyun akış hızının azalması ilebu materyallerin
birikmesiyle oluşan tortullar.
Amfibol: Kalsiyum, sodyum, demir gibi
minerallerden oluşan kayak yapıcı mineral grubuna denir.
Ana Kaya: Ayrışma olaylarından
etkilenmemiş yüzeyde ve ya toprak altında bulunan kesimlere denir.
Anız: Biçilmiş olan ekinlerin toprakta
kalan saplarına anız denir.
Andezit(Ankara taşı) : Genellikle camsı
maddelidir. Çoğunlukla açık-gri renklerde olan bir yüzey püskürük kayacıdır.
Antrepo: Ticari amaçlı malların bir
süreliğine saklandığı depolardır.
Antrepojen Bozkır: İnsanlar tarafından
tahrip edilmiş ormanların yerlerinde ortaya çıkan bozkırlar.
Antiklinal: Yerkabuğu tabakalarındaki
kıvrımlar sonucu ortaya çıkan kubbemsi şekillerdir.
Antisiklon: Hava basıncının 760 mm civa
sütunundaki veya 1033 mb üzerindeki basınç durumlarına verilen isimdir.
Aphelin: Dünyanın güneşe en uzak olduğu
tarihe verilen isimdir.
Arazi: Karalar üzerinde özel şekillere sahip
ve kullanım amaçlı toprak parçalarıdır.
Araziden Yararlanma Haritaları: Bir
bölgedeki arazinin nasıl kullanıldığını gösteren haritalardır.
Ara Deniz: Kara içlerine iyice sokulmuş
okyanuslarla bağlantısı oldukça dar olan denizlerdir.
Artçı Deprem: Ana depremden sonra meydana
gelen depremlerdir.
Artezyen: Geçirimsiz tabakalar arasında
yer alan su taşıyan bir tabakanın suyunun kuyular ile veya kırıklar
doğrultusunda yeryüzüne fışkırarak çıkmasıdır.
Arktrik Bölge: Kuzey kutup bölgesi.
Arkeen: Jeoloji kambriyumlarından daha
önce oluşmuş en eski yer katıdır.
Asılı Vadi: Buzul aşındırmasının etkili
olduğu bir alanda aşındırmanın sonucu olarak ana vadinin biraz üzerinde kalan
vadidir.
Asimetrik Vadi: Yamaçların eğim değerleri
farklı o0lan akarsu vadileridir.
Asidik: Kimyasal birleşiminde %66 ve daha
fazla silisyum dioksit bulunan magmatik kayaçlara denir.
Asit Kayaçlar: %66 ve daha fazla silis
içeren kayaçlara verilen isimdir.
Aşınma: Karaların yüzeylerinin yağmur,
akarsu, dalga ve buz etkisiyle yavaşça ortadan kalkmasına denir.
Atık: İnsan faaliyetleri sonucu oluşan ve
çevreye atılan organik ve inorganik maddelerdir.
Atlas: Bir kitap veya cilt içine
toplanmış harita takımlarıdır.
Atmosfer: Dünya yüzeyini saran gaz
kütlesidir. Hava küre.
Atmosfer Basıncı: Atmosferi oluşturan
gazların yeryüzündeki cisimlere uyguladığı basınçtır.
Atol: Okyanus ve deniz sularının temiz ve
sıcak olduğu ekvatoral bölgede mercanların iskeletlerinin yığılması sonucu
oluşan, çoğunlukla dairemsi şekildeki lagünlere denir.
Avgit: Kayaç yapıcı mineral gruplarına
denir
Ay: Dünyanın uydusu olan gök cismidir.
Ay tutulması: Ay dünyanın gölge konisinde
yer alırsa dünyadan ayın tamamı veya bir kısmı görünmez. Bu olaya ay tutulması
denir.
B
Bağıl Nem: Belli bir sıcaklıkta hava
kütlesinde bulunan nem miktarının yüzde olarak ifade edilmesidir.
Badlans: Yarı kurak bölgelerde
yarıntılarla parçalanmış kötü arazidir.
Bakı: Bir dağ yamacının güneş ışınlarını
alama durumuna göre konumudur.
Bank: Gel-git’ in oluştuğu yataklar ile
kara arasındaki gel-git etkileme alanıdır.
Bankiz: Kutup çevresindeki denizlerin
donması sonucunda oluşmuş buz kütleleridir.
Barisfer: Taş kürenin en iç kısmıdır.
Barkan: Batı Türkistan çöllerinde at nalı
şeklinde veya hilal biçimindeki kumullara verilen addır.
Baraj Gölü: Akarsular üzerinde kurulan
barajların arka kısmında biriken suların oluşturduğu göllerdir.
Basınç: Havada yer alan su buharının ve
gazların cisimlere uyguladığı ağırlıktır.
Baskın Tür: Bir bitki veya hayvan
topluluğu içerisinde diğer türlere göre sayıca fazla olan türdür.
Başkalaşım: Yüksek sıcaklık ve yüksek
basınç altında kayaçların yapı ve dokularının değişmesi.
Bataklık: Çok derin olmayan sularla
örtülü batak bölge.
Batolit: Yer kabuğuna sokulan asit magmanın
oluşturduğu kubbe biçimdeki büyük kütleye denir.
Bazalt: Yer yüzünde bulanan ağır ve koyu
renkli bir laf kayacıdır.
Bel: Dağların alçalarak geçit verdiği
yer.
Beşeri Coğrafya: İnsanların oluşturduğu
çevreyi inceleyen coğrafya ilmi ana bilim dalıdır.
Birikinti Konisi: Dağların yüksek
kesimlerinden akarsu ve sellerin taşıdığı malzemelerin dağın eteğindeki
düzlüklere yığılması ile oluşan konilere denir.
Bitki Örtüsü: Bir bölgedeki bitki
topluluklarının oluşturduğu örtüdür.
Biyocoğrafya: Bitki ve hayvanların
coğrafi dağılışını inceler.
Biyojenik Çökel: Ölmüş canlı kalıntıları
içeren tortulara denir.
Biyom: Aynı iklim koşullarının yaşandığı
ve aynı bitki örtüsüne sahip olan geniş coğrafi alanlardır.
Biyomas Enerji: Doğadaki organik maddelerin ayrışmasıyla
ortaya çıkan alkol ve metan gazından oluşan enerjiye denir.
Biyosfer:
Canlılar küresi.
Boddenli Kıyılar: Buzul aşındırması ve
taşımsı sonucunda moren yığınları önünde oluşmuş buzul çanaklarının bir kısmı
sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır.
Boğaz: İki deniz, iki gölü ve ya
akarsuların denizlerle birleştiği iki kara arasındaki dar suyolu geçitlerine
denir.
Bora: Yugoslavya içlerinden Adriyatik
denizine doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Borael Orman: Genellikle Kuzey Amerika ve
Avrasya’ da iğne yapraklı ağaçlardan oluşmuş soğuk ortamlarda yetişen ormanlara
denir.
Botanik: Bitkilerin hücre yapılarından
üretimine kadar her türlü faaliyetlerini içeren bitki bilimi.
Boylam: Kutupları birbiriyle birleştiren
ve başlangıç meridyenine göre derece dakika ve saniye cinsinden ifade edilen
cember.
Boyun: Birbirine ters yönde açılmış iki
akarsu vadisinin en yüksek, iki zirve arasındaki alanın en alçak yerdir.
Bozkır: İlkbahar yağışları ile yeşeren
yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır.
Bölge: Sınırları, idari, ekonomik birliğe
iklim ve bitki özellikleri benzerliğine dayanan toprak parçasıdır.
Bölüm: Bölgelerden küçük bölgeleri
oluşturan toprak parçasıdır.
Breş: Köşeleri yuvarlakmış ileri
çakılların ve ya taşların doğal çimento ile bağlanması sonucu oluşmuş tortul
kayaçlardır.
Buharlaşma: Suyu sıvın halden gaz hale
geçmesi.
Bulut: Yer kabuğu yüzeyi ile temas
durumunda olmayan hava kürede asılı olarak bulanan su damlacıkları ve buz
kristali topluluğudur.
Bulutlu: Gökyüzünün, 6 ila 0.9 u
bulutlarla örtülü ise bu havaya bulutlu hava denir.
Buzul: Kristalleşmiş buz kütlelerine
denir.
Buzul Dağı: Geniş kara parçalarını ve
yüksek dağların doruklarında sürekli soğuk hava nedeniyle büyük buz
kütlelerinin kopmasıyla oluşan dağlardır.
Buzul Gölleri: Buzul aşındırmasıyla
oluşan sirk adı verilen çanaklarda oluşan göllerdir.
Buzultaş: Moren.
Buz yalağı: Sirk.
Buzul Vadi: Buzul aşındırması sonucunda
oluşmuş vadilerdir.
Bük: Akarsu kıyılarındaki verimli
tarlalara denir.
C
Camsı Yapı: Volkanizma esnasında lavların
çok süratlı bir şekilde soğuması nedeniyle kristalleşmeye olanak olmaması
sonucunda oluşan mikroskopla bakıldığında akıntı izleri görünen yapı.
Cephe: Farklı karakterlerdeki hava
kütlelerinin karşılaştığı alan.
Cepli Kıyı: Dirençsiz kısımlar aşınarak
hilal ve cep şeklinde girintileri, dirençli kısımları ise bunlar arasında
çıkıntıları burunları oluştururlar. Böyle kıyı tipine cepli kıyı tipi adı
verilir.
Cephesel Yağışlar: Sıcak ve soğuk hava
kütlelerinin karşılaştığı alanlarda oluşan yağışlardır.
Cezir: Gel-git
Coğrafya: Yeryüzünün doğal ve beşeri
görünümünü araştıran inceleyen ve açıklayan bilimdir.
Coğrafi Bölge: Taşıdığı belirli coğrafi
özellikleri ile çevresinden ayrılan kendi içinde benzerlik gösteren en geniş
coğrafi bilimdir.
Coğrafi Bölüm: Bir coğrafi bölge içinde
doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikleri bakımından farklılık gösteren
bölgelerden küçük birimlerdir.
Coğrafi Konum: Yeryüzündeki herhangi bir
alanın bulunduğu yere denir.
Coğrafi Yeryüzü: Taşküre, suküre ve havakürenin oluşturduğu
sınırlar içerisinde insanın faaliyet gösterdiği sahadır.
Cosmos: Evren, kâinat.
Cürüf: Kömürlerin ve metalik madenlerinin
işlenmesinden sonra arta kalan posaya denir.
Ç
Çağlayan: Bir akarsu yatağında suyun
belli bir yükseklikten döküldüğü yer.
Çakıltaşı: Genellikle akarsu çakıllarının
doğal çimento adı verdiğimiz madde yardımıyla yapışması sonucu oluşan taştır.
Çakmaktaşı: Kahverengi ve siyah renkli
olup kalkerler içerisinde sıkça rastlanan birbirine sürttüğünde kıvılcım
çıkaran taşlardır.
Çalı Formasyonu: Ormanların tahrip olduğu
alanlarda oluşan küçük ağaçlardan oluşan bitki formasyonudur.
Çalılık: Odunlaşmış, birden çok gövdeli,
yapraklı yerine göre dikenli bitkilerin bir araya geldiği yer.
Çavlan: Akarsu yatağındaki aşınmalar
sonucunda yumuşak yapılı kayaların aşınarak sert kayaların ortaya çıktığı
yerlerde görülür.
Çay: Irmak küçük dereden büyük olan
akarsulardır.
Çekirdek: Dünyanın merkezidir.
Çevre: İnsan ve diğer canlıların
etkileşim içerisinde bulunduğu alanlardır.
Çevrebilim: Canlılar ve cansız ortam arasındaki etkileşimi
inceleyen bilim dalıdır.
Çernezyom: Orta kuşağın yarı nemli
bölgelerinde çayır formasyonu altında oluşmuş topraklardır.
Çentik Vadi: Akarsuların derine
aşındırmasıyla oluşan V şekilli tabansız genç vadilerdir.
Çığ: Dağların dik yamaçlarından koparak
yuvarlanmaya başlayan ve yuvarlandıkça büyüyen kar yığınlarıdır.
Çisenti: Çok ince damlacıklardan oluşan,
şiddeti oldukça az olan yağmurlara denir.
Çiy: akşam ve gece serinliyle çayır,
çimen ve açıkta kalan eşyalar üzerinde havadaki nemin su damlacıkları şeklinde
düşmesi.
Çizgi Ölçek: Haritalardaki çizgi oranını
çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür.
Çizgisel Hız: Dairesel hareket yapan bir
noktanın birim zamandaki yer değiştirme hızıdır.
Çoraklaşma: Ana materyali tuzlu alanlarda
buharlaşmanın etkisiyle tuzlar yüzeye çıkarlar. Bu olaya çoraklaşma denir.
Çöl: Yıllık yağış miktarının çok az
olduğu günlük sıcaklık farklarının fazla olduğu bitki örtüsünün yok denecek
kadar az olduğu kurak bölgelerdir.
Çöl İklimi: Yıllık yağış miktarı oldukça
az, günlük sıcaklık farkı fazla olduğu kurak iklimdir.
Çöl Toprağı: Orta enlemlerde ve tropikal
çöllerde karbonatların birikmesiyle oluşmuş sert kabuğa sahip topraklardır.
Çölleşme: Doğal olaylarla veya insan
etkileriyle bir bölgenin gittikçe kuraklaşması, çoraklaşması ve kıraçlaşması.
Çöküntü Dolini: Yeraltındaki mağlarının
tavanlarının çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir.
Çöküntü Ovaları: Yerkabuğundaki
kırılmalar sonucunda oluşmuş çöküntü hendeklerinin dış etkenler aracılığıyla
dolarak düzleşmesi sonucunda oluşan ovalardır.
Çöküntü Depremleri: Yeraltındaki büyük
oyukların, mağaraların tavanlarının çökmesi sırasında oluşan yer
sarsıntılarıdır.
Çöküntü Hendeği: Yatay yapıdaki
tabakaların yan basınçlarla oluşan çukurluk alanları.
Çözülme: Kayaların fiziksel ve kimyasal
yollarla ayrışmasına denir.
D
Dağ: Çevresine göre yüksekte kalan inişli
çıkışlı yer biçimidir.
Dağ İçi Ovası: Dağ içlerinde eğimin
azaldığı bölgelerde akarsuların biriktirdiği malzemelerden oluşan düzlüklerdir.
Dağ Eteği Ovası: Dağ eteğinde eğimin
azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konilerinin gittikçe büyümesi ile
oluşan ovalardır.
Dalga: Denizlerde oluşan su kütlelerinin
yükselip alçalması biçimindeki hareketlerdir.
Dalmaçya Kıyı Tipi: Kıyıya paralel
uzanmış dağların çukur kısımlarının sular altında kalmasıyla oluşan kıyı
tipidir.
Dam: Hayvancılıkla uğraşan ailelerin
geçici olarak kullandığı yerleşim alanlarıdır.
Damlataşı: Yer altı sularının mağlarının
tavanlarından sızmasıyla oluşan sarkıt ve dikit sütunlarının ikisini bir arada
kullanılır.
Damtaşı: Kilin başkalaşmasıyla oluşmuş
kolayca sökülen çatı örtü gereci olarak kullanılan kayaçtır.
Debi: Akarsuyun belli bir yerinde
saniyede gecen su miktarına denir.
Deflasyon: Rüzgarın kurak bölgelerde ince
kumlardan oluşan alanları aşındırmasına denir.
Delta Ovası: Akarsularının deniz veya
göllere ulaştığı ağız kısmındaki taşıdığı materyalleri birikmesi ile oluşan
alüvyal alanlardır.
Deniz: Okyanuslardan küçük, okyanusların
kara içlerine doğru sokulduğu kollarıdır.
Denüdasyon: Doğal yollarla oluşan
erozyonlardır.
Deprem: Yerkabuğunun derinlerinde doğal
yollarla oluşan sarsıntılar ve titreşimlerdir.
Deprem Bölgesi: Depremlerin sık sık
oluştuğu ve oluşabileceği alanlara denir.
Dere: Çaydan küçük taşıdığı su miktarı az
olan akarsulardır.
Derin Deniz Çukurları: Yer kabuğu
üzerinde hareket eden kıtaların birbirlerine çarptıkları yerlerde oluşan
çukurlardır.
Derin Deniz Platformu: Kıtalarla
çevrilmiş ortalama derinliği altı bin metre olan yeryüzünün en geniş bölümüdür.
Devirli Kaynak: Yağışlı dönemlerde akan,
kurak dönemlerde akmayan kaynaklardır.
Dev Kazanı: Şelalenin döküldüğü yerde
oluşan derin çukurlardır.
Divan: Kırsal bölgelerde görülen dağınık
yerleşim yerleri.
Dilatasyon: Genleşme.
Dikitler: Mağaraların tavanlarından sızan
suların mağaranın tabanında oluşturduğu sütunlara denir.
Diskordans: Bir tabakanın başka bir
tabaka üzerine uyumsuz olarak yerleştiği yüzeylerdir.
Diverjans: Hava kütlelerinin merkezden
çevreye doğru dağılmasına denir.
Diyorit: Açık ve koyu renkli
minerallerden oluşan bir iç püskürük taşıdır.
Doğal Bitki Örtüsü: Bulunduğu iklim şartlarından dolayı
kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu örtüye denir.
Dolin: Kalker platolar üzerinde görülen
derinlikleri az genişlikleri fazla erime çukurlarıdır.
Dolu: Atmosferde hava sıcaklığı sıfır
derecinin altına düştüğü zaman oluşan yağış türüdür.
Dolunay: Ay’ ın dünyadan görülen yüzünün
tümüyle aydınlık olmasıdır.
Donma: Suyun sıfır derece ve daha düşük
sıcaklık değerlerinde sıvı halden katı hale geçmesine denir.
Doruk: Dağın en yüksek yerine denir.
Dönence: Ekvatorun 23 derece ve 27 dakika
kuzey ve güneyinden geçen paralellere denir.
Drenaj: Topraktaki fazla suların
aktılmasıdır.
Drumlin: Buzulların birikmesi ile oluşan
alçak tepelere denir.
Düden: Karstik alanlarda suların çözmesi
ile oluşan kapalı çukurlardır.
Dünya: Canlıların yaşadığı güneş
sisteminin tek gezegenidir.
E
Eğim: Herhangi bir iki nokta arasındaki
yatay mesafenin yükselti farkına oranına denir.
Ekinoks: Gece gündüz eşitliğidir.
Ekliptik: Dünyanın güneş etrafında
dönerken çizdiği yörüngeye denir.
Ekoloji: İnsan ve diğer canlıların
birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim alanı.
Ekolojik Süksesyon: Bir bölgedeki bitki
örtüsünün tamamen tahrip edilmesi sonrasında zamanla yerine yeni bir bitki
örtüsünün oluşması.
Ekosistem: Belli bir alanda bulanan
canlılarla cansız çevre arasındaki karşılıklı ilişkilerle meydana gelen ve
süreklilik arz eden ekolojik sisteme denir.
Ekocoğrafya: Ekolojiye coğrafi
yöntemlerle yaklaşmak.
Eksen: Dünyanın merkezinden gecen ve biri
ucundan öbür ucuna uzanan hayali çizgidir.
Eksen Eğikliği: Dünyanın yörünge düzlemi
ile ekvator düzlemi arasındaki 23 derece 27 dakikalık, yörünge düzlemi ile
eksen arasında 66 derece 33 dakikalık acı oluşur. Buna eksen eğikliği denir.
Ekstrüzif Kayaçlar: Magmanın yüzeyde
soğuması ile oluşan kayalardır.
Eksosfer: Atmosferin en üst tabakasıdır.
Ekümen: Yerleşilmiş alanlardır.
Ekvator: Dünyayı iki eş yarım küreye
ayırdığı var sayılan en büyük paraleldir.
Ekvatoral İklim: Dönenceler arasında
görülen, sıcaklığın yıl boyu yirmi derecenin altına düşmediği, her mevsim
yağışlı olan iklimdir.
Endemik Bitki: Belli bir alana özgü olan
bitkilere denir.
Enlem: Yeryüzünün herhangi bir
noktasından ekvatora paralel olarak geçen daireye denir.
Enine Kıyı: Dağların denize dik olarak
uzandığı kıyı tipidir.
Epirojenez: Karaların toptan alçalması
veya yükselmesi olayına denir.
Epirojenik Hareket: Bir kütlenin bütün
halinde yükselmesine yol açan yer hareketleridir.
Erg: Çöllerde kumullarla örtülü geniş kum
örtülerine denir.
Erozyon: Toprak örtüsünün akarsuların,
rüzgarların ve buzulların etkisiyle açındırılmasına denir.
Erime Dolini: Kalker yüzeyler
üzerinde, yağış sularının eritmesiyle oluşan karstik şekildir
Erüpsiyon: Volkanik
patlama.
Etezyen: Yazın balkanlardan sahra çölü
üzerine doğru esen rüzgarlardır.
Eş Aralık: İzohips aralığıdır.
F
Façetalı Çakıllar: Kurak bölgelerde
görülen ve belirgin kenarlarla birbirinden ayrılmış birkaç yüzeye sahip
çakıllara denir.
Fakolit: Kıvrımlı bir bölgede lafların bu tabakalar
arasına girerek orada katılaşıp kalmasına denir.
Falez: Deniz kıyılarında dalgaların
aşındırmasıyla oluşan dikliklere denir.
Fauna: Bir bölgede yaşayan hayvan
topluluğuna denir.
Fay: Kırık kayaç kütleleri veya
katmanların bir kırılma sonucu yerinden kaymasıdır.
Fay Atımı: Fay çizgisi boyunca hareket
etmiş kütlelerin birbirlerine göre kayma miktarlarına denir.
Fay Hattı: Yer kabuğunun çeşitli
bölümlerinin kırılması veya yarılması ile oluşan kırık yerlere denir.
Fay Açısı: Dikey düzlem ile fay
düzleminin yaptığı açıya denir.
Fay Aynası: Dikey faylanmada fay çizgisi
boyunca düşen veya yükselen blok arasındaki parlak yüzeye denir.
Fırlama: Yanardağlardan çıkan her türlü
malzemeye denir.
Fırtına: Esiş hızı oldukça yüksek olan ve
tahribata yol açan rüzgarlara denir.
Filat: Kil taşının
yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğramasıyla ortaya çıkar.
Fitoplankton: Sularda pasif olarak yer değiştiren
organizmalar.
Fitocoğrafya: Bitki coğrafyası.
Fiyort: Buzul vadilerinin denizi işgal
etmesi sonucu oluşmuş koy ve körfezlere denir.
Fiziki Coğrafya: Fiziki çevre bileşenleri
ve olaylarını inceleyen coğrafya ilmi ana bilim dalı.
Filiş: İçerisinde farklı türde volkanik
kayaçlar bulunan bir jeosenklinal tortul topluluğudur.
Flora: Bir bölgedeki bitkilerinin tümünün
cins, familya ve türlere göre sınıflandırılmasına denir.
Fosil: Ölmüş hayvan ve bitki
kalıntılarının yer kabuğu ve kaçlar içerisinde taşlaşması.
Fön Olayı: dağlardan sarkan hava
kütlesinin çevresiyle sıcaklık alışverişi olmaksızın sıkışması ile havanın
ısınması olayına denir.
Fön Rüzgarı: Yüksek dağlardan alçak
sahalara doğru esen sıcak ve kurak rüzgarlara denir.
Fümeral: Yanardağdan gaz, su buharı ve
dumanın çıkması safhasına denir.
G
Galaksi: Uzaydaki milyonlarca yıldız, gaz
ve toz bulutlarının kümeleşmesine verilen genel addır.
Galeri Ormanları: Savan bölgelerinde
küçük akarsu boylarında görülen sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır.
Garig: Akdeniz bölgesinde makilerin
tahrip edilmesi sonucu oluşan bitki türüdür.
Gayzer: Volkanik bölgelerde sıcak suların
belli aralıklarla yerin derinliklerinden fışkırarak çıktığı kaynaklar.
Gel Akıntısı: Gel-git
Geleğen: Göle karışan akarsulardır.
Gel-git Genliği: Gel sırasındaki suların
kabarması ve git sırasındaki alçalması arasındaki su düzeyi farkına denir.
Gel-git: Deniz ve su kütlelerinin
kabarması ve geri çekilmesine denir.
Genlik: Suların kabarık ve çekik
devrelerindeki su düzeyi farkına denir.
Geodezi: Yeryüzünün büyüklüğü ve
biçimiyle ilgilenen haritaların dayandığı temelleri sağlayan bilim dalı.
Geoid: Dünyanın kendine has şekline
denir.
Gezegen: Güneşin etrafında dolanan gök
cisimlerine denir.
Gideğen: Gölün fazla suyunun dışarıya
boşattığı akarsulardır.
Gnays: Granitin yüksek sıcaklık ve basınç
altında değişime uğramış şeklidir.
Gök: İçersinde gök cisimlerinin hareket
ettiği sonsuz boşluktur.
Gök Ada: Uzayın algılanabilen bölgesine
verilen isimdir.
Gök Atlası: Gök adası içerisindeki
yıldızların yerlerini göstermeye çalışan haritalar takımlarından oluşan atlastır.
Gök Ekseni: Dünya kutuplar yarıçapının
sonsuza doğru uzatılması ile oluşan eksene denir.
Gök Ekvatoru: Yer ekvatoru yarıçapının
sonsuza doğru uzatılmasıyla oluşan eksene denir.
Göktaşı: Uzaydan Dünya’ ya düşen taşlara
denir.
Göl bilimi: Göllere inceleyen bilim
dalıdır.
Göl: Karalar üzerinde oluşmuş her
tarafından kapalı çukurlara doldurulmuş su kütlelerine denir.
Gölet: Yapay küçük tatlı su göllerine
denir.
Graben: Yer kabuğunun kırıklarla çökmesi
ile oluşan çöküntü sahasına denir.
Granit: İç püskürük kayacıdır.
Grafik Ölçek: Çizgi ölçek.
Güneş tutulması: Ay’ ın Dünya ile Güneş
arasına girmesiyle Güneş’ in Dünya’ dan görülmemesine denir.
Güneş Enerjisi: Güneş ışınlarından
faydalanılarak elde edilen enerji.
Gündönümü: Güneş ışınlarının Kuzey ve
Güney yarım kürelerde yeryüzüne en dik ve en eğik geldiği dönemlere denir.
Gün-tün Eşitliği: Yıl içerisinde gece ile
gündüz sürelerinin eşit olduğu duruma denir.
H
Habitat: İnsanlar dışındaki canlıların
yaşadığı doğal alanlardır.
Haliç: Plato kenarlarının akarsu
ağızlarıyla deniz baskısına uğraması sonucu oluşan dallı budaklı koylara denir.
Halomorfik Topraklar: Delta ovalarının
deniz suyuna temas etmesiyle oluşan verimsiz topraklardır.
Hammada: Kaya çölü.
Hamsin: Mısır’dan Akdeniz’in doğusuna
doğru esen sıcak kuru rüzgârlardır.
Harita: Yeryüzünün bütününün veya bir
bölümünün belli ölçekler çerçevesinde küçülterek kuşbakışı olarak bir düzleme
aktarılmasına denir.
Harita Anahtarı: Haritalarda kullanılan
özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür.
Harita Ölçeği: Harita üzerinde gösterilen
iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzünde aynı iki nokta arasındaki uzunluğa
oranıdır.
Hara: Hayvan soylarının iyileştirilmesi,
hayvan üretilmesi için kurulan bir tür çiftlik.
Hasat: Tarım ürünlerinin zamanı gelince
toplanması veya biçilmesine denir.
Havza: Bir akarsuyun bütün kolları ile
birlikte beslendiği alana denir.
Hazan: Sonbahar, güz.
Heyelan: Özellikle eğimli yamaçlar
üzerinde gevşek yapılı killi tabaka üzerinde bulunan kütlenin tamamıyla
kaymasına denir.
Heyelan Set Gölü: Akarsu vadilerinin
önünün toprak kayması sonucunda kapanmasıyla oluşan göllerdir.
Hektar: 10000 m ye eşit arazi ölçü
birimine denir.
Hidrograf: Bir akarsuyun belli bir
kesiminde suyun yıl içerisinde veya belirli zamanlardaki akım durumunu gösteren
grafiktir.
Hidrografi: Sular bilgisi.
Hidrografya: Okyanus, deniz ve göllerin
oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceler.
Hidrografya Haritaları: Bil bölgenin su
potansiyeli hakkında bilgi veren haritalardır.
Hidrosfer: Su küre.
Hidrografik Havza:
Hidroliz: Bir tuzun su ile reaksiyona
girerek kendisini oluşturan asit ve baza ayrılması.
Hidromorfik Topraklar: Taban su
seviyesinin yüksek olduğu veya bataklık alanlarda görülen verimsiz
topraklardır.
Hidroelektirik : Barajlardan su gücüne
dayalı elde edilen enerjidir.
Highland: Dağlık arazi.
Higrofil: Suyu seven bitki.
Hinterland: Ard bölge.
Hiposantr: Depremin merkezi.
Hipsografik Eğri: Yeryüzünün yükseklik ve
derinlik basamaklarını gösteren eğridir.
Horizon: Fiziksel ve kimyasal yönden değişik
olan toprak katları.
Horst: Grabenin tersi. Her iki
tarafındaki faylar boyunca yükselmiş kısım.
Hörgüç Kaya: Farklı aşınımlar sonucu
oluşan deve hörgücünü anımsatan kayalara denir.
Humus: Topraktaki koyu kahverengi ve
siyah renkteki organik maddeye denir.
I
Ignimbirit: Yanardağ püskürmesi sonucu
çıkan kül bulutlarının yığılmasıyla oluşmuş yüksek oranda silis içeren
kayaçlardır.
Irmak: Büyük çaptaki akarsulara denir.
Irmak Adası: Akarsuların eğiminin
azaldığı özellikle menderesler çizdiği bölgelerde taşıdığı malzemeleri
akarsuyun ortalarında birikmesiyle oluşan adadır.
Işık Yuvarı: Işık küre
Işıma: Yeryüzünün güneşten aldığı
enerjiyi atmosfere verme sürecine denir.
İ
İç Deniz: Okyanuslara boğazlar aracı ile
bağlanan karaların içlerine doğru sokulmuş denizlere denir.
İç Püskürme: İnstrüzyon.
İçbuzul: Antarktika kara parçası ve
Grönland buzul örtüleri gibi geniş sahaları boydan boya örten buzullara denir.
İçbükey: İçe doğru bükülmüş yamaç.
İçe Akışlı Bölge: Kapalı havza. Suyunu
dışarıya aktaramayan havza.
İğne Yapraklı Orman: Ladin, köknar,
karaçam, kızılçam gibi iğne yapaklı ağaçlardan oluşan ormanlara denir.
İklim: Geniş bir bölge içinde ve uzun
yıllar boyunca değişmeyen hava koşullarına denir.
İltiva: Kıvrılma.
İmbat: Yazın gündüz denizden karaya doğru
esen mevsim rüzgârlarıdır.
İndirgenmiş Sıcaklık: Bir yerin
yükseltisinin 0 metre kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş
sıcaklık denir.
İhlandsis: Kutup bölgelerinde bulunan çok
kalın ve geniş buzul örtüleridir.
İnsolasyon: Güneşlenme.
İnselberg: Kurak ve yarı kurak bölgelerde
ince bir enkaz örtüsüyle kaplı bulunan aşınım düzlükleri dik yamaçlı tek
tepelerdir.
İnterglasyal Dönem: Buzullar arsı dönem.
İnterserpsiyon: Yağış sularının özellikle
bitkilerin yapraklarında ve gövdelerinde tutulmasına denir.
İsoamplitüd: Yıl içerisindeki en yüksek
ve en düşük sıcaklık ortalamaları arasındaki değer farkıdır.
İyonosfer: Hava moleküllerinin oldukça
fazla biçimde iyonlaşmış olarak bulunduğu elektrik iletkenliğine sahip
atmosferin yüksek tabakalarıdır.
İzobar: Eş basınç eğrisi.
İzobat: Eş derinlik eğrisi.
İzohips: Eş yükselti eğrisi.
İzonef: Eş bulutluluk eğrisi.
İzoseist: Depremler için, eş sarsılma
eğrisi.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
İzohalin: Eş tuzluluk eğrisi.
İzostasi: Kabuk tabakasının yoğunluğu ve
kalınlığına göre mantoya batması sonucunda manto yüzeyinde oluşan dengeye
denir.
İzoterm Haritaları: Sıcaklık dağılışını
belirlemek amacıyla çizilen haritalardır.
İzoyet: Aynı miktar yağış alan yerleri
birleştiren eğridir.
J
Jama: Karstik bölgelerde yüzeye açılan ve
alttaki bir mağara ile bağlantısı olan huni şekilli, dar ve derin çukurlardır.
Jeoantiklinal: Derin deniz çanaklarında
biriken tortulların sıkışmasıyla denizin üstüne çıkan kısımdır.
Jeodezi: Yeryüzü alan hesapları, yerin
şekil ve boyutları ve değişik yerlerde yerçekimi hesaplanması yapan mühendislik
bilim alanıdır.
Jeofizik: Yer fiziği ile uğraşan bilim
dalıdır.
Jeoizoterm: Dünyanın kendi jeotermisinin
derinliklere doğru artması.
Jeoloji: Yer bilimi.
Jeomorfoloji: Yeryüzünün oluşum, özellik,
dağılış ve etkilerini inceleyen bilimdir.
Jeomorfolojik: Jeomorfoloji ile ilgili
olan anlamına gelmektedir.
Jeomorfoloji Haritaları: İç ve dış
kuvvetlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeopolitik: Coğrafi konumun uluslar arası
etkilerini inceleyen ve bundan sonuçlar çıkartan bilim dalıdır.
Jeosenklinal: Yeryüzündeki derin ve geniş
okyanus ve deniz çanaklarına denir.
Jeoterm Basamağı: Yeryüzünden yerin
derinliklerine inildikçe her 33 m de sıcaklığın 1 derece artar. Buna da Jeoterm
basamağı denir.
Jeoterm Derecesi: Yeryuvarı içinde
sıcaklığın 1 derece artması için gerekli olan ortalama derinlik 33 m kabul
edilir, buna da jeoterm derecesi denir.
Jeotermal: Yerin derinliklerindeki kendi
sıcaklığına denir. Sıcak su buharı.
Jeostratejik: Barış ve savaş dönemlerinde
mücadelelerde coğrafi unsurların etkilerini ve ilişkilerini inceleyerek
stratejik hedefleri belirleyen bilim dalıdır.
Jips: Beyaz renkli tırnakla çizilebilen
kimyasal tortul kayaçtır.
Jüvenil Su: Magmadan çıkan su buharının
yoğunlaşmasıyla oluşmuş su’dur.
K
Kafesli Drenaj: Eğimli alanlarda kafes
biçiminde yapılan drenaj sistemidir.
Kaldera Adası: Kaldera halkasının su
üzerine yükselmiş volkanik bir adasıdır.
Kaldera: Çapı 1 km’ den fazla olabilen
genellikle volkanik koniler üzerinde yer alan büyük çukurlardır.
Kalanklı Kıyı: Bunlar kalkerlerden
meydana gelen sahalarda görülen ve dik kenarlı, derin koy ve küçük körfezlerin
yer aldığı kıyılardır.
Kaledoniyen Dağları: Silüriyen
başlarından Devoniyen başlarına kadar yükselmesi devam etmiş dağlar.
Kalker: Deniz ve okyanus havzalarında
erimiş halde bulunan kirecin çökelmesiyle oluşan kayaçlardır.
Kalsifikasyon: Kireçtaşı durumuna gelme.
Kalsimorfik Toprak: Kireçtaşı marn gibi
kireçli ana kayanın etkisine bağlı olarak oluşmuş topraklardır.
Kambriyen: Birinci jeolojik zaman öncesi
kayaçlardır.
Kanyon Vadi: Çoğunlukla akarsular
tarafından yatay tabakalı arazilerde açılmış U şeklindeki vadilerdir.
Kapalı Havza: Sularını denize
ulaştıramayan havzalardır.
Kar: Bulutlardan billurlar biçiminde
düşen bir yağış çeşididir.
Kara: Yeryüzünün denizlerle örtülü
olmayan bölümüdür.
Karasallık: Karaların etkisiyle ortaya
çıkan iklim özelliklerini belirten terimdir.
Karatoprak: Çernozyom. Humus ve mineral
bakımından oldukça zengin olan toprak türüdür.
Karayel: Türkiye’ye kuzeybatı’dan esen,
kışın kar yağışlarına yazın sağanak yağışlara sebep olan rüzgarlardır.
Karasal İklim: Deniz etkisinden uzak iç
kesimlerde görülen gece ve gündüz arasında sıcaklık farklarının fazla olduğu
ikimdir.
Karstik Bölge: Kireçtaşı ve alçıtaşı gibi
kayaçlar bulunan ve bu sebeple karstik şekillere yer veren bölgelerdir.
Karstik Göller: Eriyebilen kayaçların
bulunduğu yerlerde tabanlarda oluşan göllerdir.
Karstik Süreç: Karstik bölgelerde suların
eritme ve biriktirmesi gibi kimyasal süreçlere verilen addır.
Karstik Yöre: Karstik topografya
şekillerinin görüldüğü yöredir.
Karstik Kaynak: Kalkerli arazilerde
yeryüzüne çıkan kaynaklara denir.
Kara Sular: Bir devletin kıyıları boyunca
hakimiyeti altında bulunan belirli genişlikteki alana kara suları denir.
Karbonasyon: Herhangi bir maddenin karbondioksit ile
doyurulması.
Kav: Ağaçların gövdesinde yetişen çabuk
tutuşan mantarımsı maddeye denir.
Kayaç: Yer kabuğunun birkaç mineralinden
oluşmuş yer kabuğunun temel elemanıdır.
Kaynak: Yer altı sularının doğal olarak
yüzeye çıktığı yer.
Kaynak Suyu: Kaynaktan çıkan yer altı
suyu.
Kemosfer: Gazların iyonlaşmaya başladığı
yerdir.
Kenar Deniz: Okyanus kıyılarında,
okyanuslardan adalarla ayrılan denizlere denir.
Kesir Ölçek: Haritalardaki küçültme
oranının basit ölçeklerle ifade edilmesine denir.
Keşişleme: Suriye çölünden Güneydoğu
Anadolu bölgesine doğru esen sıcak ve kuru rüzgarlardır.
Kırağı: Havnın yeryüzüne teması ile su
buharının yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleridir. Sıcaklığın sıfır derecenin
altına düştüğü zamanlarda oluşur.
Kırç: Kırağının oluşumundan daha soğuk
havalarda meydana gelen kırağıdan daha kalın buz kristalleridir.
Kırgıbayır: Yarı kurak iklim bölgelerinde
killi tabakaların yüzeylerinin, eğimin fazla olması nedeniyle yüzey sularının
aşındırması ile birbirini takip eden keskin sırtlar şeklinde oluşan coğrafik
şekillere denir.
Kırmızı Toprak: Demir bakımından zengin
humus bakımından fakir olan topraklardır. Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlarda
yaygındır.
Kıta: Denizlerin ortasında kalan büyük
ana kara kütlelerine denir.
Kıta Platformu: Derin deniz platformundan
sonra dağlar ile kıyı ovaları arasında kalan geniş alanlara verilen isimdir.
Kıta Sahanlığı: Deniz seviyesinin altında,
kıyıdan 200 metre derinliğe kadar olan bölüme denir.
Kıta Yamacı: Deniz kıyısı ile derin deniz
platformunu birbirine bağlayan kısımdır.
Kıvrılma: Tortul ve diğer kayaların yer
kabuğunda meydana gelen sıkışmalar sonucunda asli durumunun bozularak kıvrımlar
oluşturmasıdır.
Kıvrım: Dağ oluşumu hareketleri ile
kayaçların sıkışması ile farklı yönlere eğilip bükülmeleridir.
Kıyı Bölgesi: Kıyı yakınlarında,
derinliğin fazla olmadığı, sıcaklığın dalga ve gel-git etkisiyle değiştiği kıyı
kuşağına denir.
Kıyı Oku: Dalgaların taşıdığı
malzemelerin deniz kıyısında oluşturduğu yer şeklidir.
Kıyı Ortamı: Gel-git etkisi ve dalgaların
altında kalan kıyı kuşağına denir.
Kıyı Set Gölü: Deniz akıntılarının
oluşturduğu kıyı kordonlarının koyların önünü kapatması ile oluşan göllerdir.
Kiltaşı: Çok küçük çaptaki kil
tanelerinin yapışmasıyla oluşan tortul kayaçtır.
Klimatoloji: Atmosfer olaylarını ve iklim
tiplerinin oluşumunu , özellik ve dağılımını inceleyen bilimdir.
Kom: Ekonomik faaliyetlerinin genellikle
hayvancılığa bağlı olduğu geçici yerleşim yerleridir.
Kol Akarsu: Ana akarsuya çevresinden
katılan akarsulara denir.
Kolüvyal Toprak: Dağ eteklerinde kum ve
çakılların birikmesi sonucu oluşan toprak türüdür.
Konveksiyonel Yağış: Isınan havanın
yükselerek soğuması sonucu ortaya çıkan yağışlardır.
Konsekant Akarsular: Yeryüzünün eğim
durumuna uyarak akan akarsulardır.
Konsekant Vadi: Konsekant akarsuların
açtıkları vadilere, yani devamlı inişi olan vadilere denir.
Konverjans Hareketi: Hava kütlelerinin
çevreden merkeze doğru yöneldiği hareketlerdir.
Konverjans Bölgeleri: Konverjans
hareketlerin görüldüğü alanlardır.
Korrazyon: Akarsu ve rüzgarlarla katı
parçalı maddelerin darbesiyle oluşan aşınımlardır.
Kozmik Tozlar: Evrendeki tozlardır.
Kör Vadi: Bir akarsuyun düdenlerde
kaybolarak akışını yer altından devam
ettirir. Akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen bu vadilerine denir.
Körfez: Denizlerin kara içlerine doğru
sokulmuş, sahilleri kara içlerinde kalan oldukça büyük deniz girintisidir.
Krater: Volkan konisinin en tepesinde
kalan çevresi dik yamaçlarla çevrilmiş çukur.
Krater Gölü: Krater çanaklarının su ile
dolmasıyla oluşan göller.
Kratojen: Yerkabuğunun hareketsiz
üniteleridir.
Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden
Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Kroki: Herhangi bir yerin kuşbakışı
görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
Kuars: Az çok saf halde bulunan
kristalleşmiş silisyum dioksit çeşitlerine verilen addır.
Kuarsit: Başkalaşmış kuars tanelerinden
oluşmuş kayaçtır.
Kumsal: Deniz kıyılarında dalga ve
akıntıların taşıdıkları maddelerin birikmesiyle oluşan alanlara denir.
Kumtaşı: Kum tanelerinin doğal yollarla
yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul kayaçtır.
Kumul: Rüzgarın taşıdığı kumların hızının
azaldığı yerde veya karşısına bir engel çıktığında kumların birikmesiyle oluşan
kum tepecikleridir.
Kuraklık: Belirli zamanlarda meydana
gelen ve canlıların yaşamlarını tehlikeye düşürecek kadar azalmış su
kıtlığıdır.
Kuraklık Sınırı: Bir bölgede sıcaklık ve
nem o bölgedeki tarım ürünlerinin sulamaya duyduğu ihtiyacı etkiler. Yaz
sıcaklığının fazla olduğu bölgelerde sulamaya duyulan ihtiyaç fazladır. Buna da
kuraklık sınırı denir.
Kurak Bölge: Yılda 250 mm’den daha az
yağış alan ve buharlaşmanın fazla olduğu, bitki örtüsünün cılız olduğu
bölgelerdir.
Kutup Noktaları: Yer ekseninin kuzey
yarımküredeki ucuna kuzey kutup noktası, güneydeki ucuna güney kutup noktası
denir.
Kutup Daireleri: Güneş ışınlarının Yengeç
ve Oğlak dönencesine dik geldiği zamanlarda güneş ışınlarının teğet geçtiği
yerlerdir.
Kutup Rüzgarı: Kutuplardaki termik Y.B
alanlarından 60 enlemlerindeki dinamik A.B alanlarına doğru esen rüzgarlardır.
Kuyruklu Yıldız: Galakside donmuş gazlar
ve suyun aniden birleşmesi sonucu oluşan bir cisimdir.
Kül Yağmuru: Volkanik patlama sonrası
püskürme bulutlarından meydana gelen kül çökelmesine denir
Kümülüs Bulutları: Sütun ve pamuk
yığınlarını andıran bulutlardır. Genellikle sıcak dönemlerde görülür.
Kütle Hareketleri: Torak akması, heyelan
gibi toprak üzerindeki akma-kayma olaylarının hepsine denir.
L
Ladin: Kuzey yarımkürede soğuk bölgelerde
yetişen ve sürekli yeşil kalabilen ağaçlardır.
Lagün: Denizle toprak altından veya dar
bir boğaz ile bağlanan suyu acı veya tuzlu göllerdir.
Lahar: Yanardağdan akan çamurlu akıntıya
lahar denir.
Lakolit: Asit magmanın kabuk tabakasına
sokulması ile oluşan kubbe biçimindeki intrüzif kütledir.
Lapya: Kalkerli arazilerde yamaçlarda
yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük çukurlardır.
Laterit: Tropikal ve subtropikal
bölgelerde yüksek sıcaklık ve bol yağış altında oluşmuş humus bakımından fakir
demir bakımından zengin kırmızı renkli topraklardır.
Lav: Volkanik patlamalar sonrası
yeryüzüne çıkan magmaya lav denir.
Lav Platosu: Üzeri lavlar ile örtülmüş
düz arazilerdir.
Lav Set Gölü: Volkanizma sırasında akan
lavların vadi önlerini kapatarak oluşan göllerdir.
Lavrasya: Günümüzdeki kuzey yarımküre kıtalarını
oluşturduğu varsayılan kara parçasıdır.
Lejand: Haritalardaki özel işaretleri
açıklayan bölümdür.
Levha Tektoniği: Levha modellerine göre
yer hareketlerinin açıklanması.
Lığ: Akarsuların yatakları boyunca
taşıdıkları deniz veya delta kıyılarında çökelttikleri kil, çakıl, kum gibi
tortul maddeler.
Liman: Gemilerin yük ve yolcu alıp
indirdiği korunaklı kıyı.
Limanlı Kıyı: Geniş tabanlı vadilerin
veya koy-körfezleri sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır.
Limnoloji: Göl bilimi.
Limnigraf: Su seviyesini ölçen alettir.
Litosfer: Taş küre.
Litoloji: Taşların fiziksel ve kimyasal
yapılarını inceleyen bilim dalıdır.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınıp
biriktirilen topraklardır.
Lumaşel: Kavkılı kayaç.
Lüle Taşı: Beyaz renkli kolay işlenebilen
doğal magnezyum silikat.
M
Maar: Volkanizma sırasında şiddetli gaz
basınçlarına bağlı olarak yeryüzünde meydana gelmiş patlama çukurlarıdır.
Maden Suyu: Mineral bakımından zengin
şifa verici özellikleri bulunan kaynak suyudur.
Maden Cevheri: İçinde belli miktarda
maden bulunan kaya.
Maden Rezervi: Madenlerin işlenmemiş
halidir.
Maden Yatağı: Maden filizlerinin
bulunduğu yerdir.
Magma: Yerkabuğu içerisinde veya daha
derinlerde bulunan sıvı veya hamur kıvamında bulunan kırıklar boyunca yeryüzüne
püskürebilen maddedir.
Magmatik Kayaç: Kökeni magma olan
magmanın soğumasıyla oluşan kayaçlardır.
Magmatik: Magmadan oluşmuş, magma kökenli
olan.
Mağara: Su ile kolay çözünebilen
kayaçların yeraltında yeraltı sularının etkisiyle çözünmesi sonucu oluşan
boşluklardır.
Maki: Akdeniz ikliminin tipik bitki
örtüsüdür. Her mevsim yeşil kalan çalılardan oluşur.
Makroklima: Çok geniş alanlarda görülen
büyük iklim tipidir.
Maksimum Nem: Belirli bir sıcaklık ve
basınç altında havanın taşıyabileceği en fazla nem miktarıdır.
Manto: Dünyanın litosfer ile çekirdek
arasındaki katmanıdır.
Manganez: Alaşımlar halinde kullanılan
daha çok demire benzeyen bir metal.
Mantarkaya: Kurak ve yarı kurak
bölgelerde kayaların özellikle alt kısımlarının rüzgar tarafından aşındırılması
sonucu ortaya çıkan şekle mantarkaya denir.
Masif: Eski jeolojik zamanlarda oluşmuş
deprem riskinin en az olduğu kütlelerdir.
Memba: Kaynak.
Memba Suyu: Kaynak suyu.
Menderes: Akarsuların eğiminin azaldığı
bölgelerde oluşturduğu büklümlerdir.
Mermer: İçerisinde %50 den fazla
kalsiyumkarbonat bulunan başkalaşmış sert yapılı kalker.
Mercan: Mercan iskeletlerinden oluşmuş
organik bir taştır.
Mercan Kıyıları: Mercan kalıntılarının
kıyıya tortullar oluşturarak kıyıyı şekillendirmesiyle oluşan kıyı tipidir.
Mesa: Yatay tabakalı alanlardaki yüksek
ve geniş düzlüklerdir.
Metalurji: Saf madeni kullanabilir hale
getirmek için teknikler geliştiren bilim dalıdır.
Metalojeni: Maden yatakları ilmi.
Meteor: Gök cisimlerinin yeryüzüne düşen
parçalarına meteor denir.
Metamorfik: Başkalaşıma uğramış olan.
Metamorfik Sular: Yer kabuğunun derinliklerinde
diyajenez veya metamorfizma sonucu oluşan sulardır.
Mezra: Yaz aylarında tarım ve hayvancılık
yapılan alanlarda kurulan geçici yerleşimlerdir.
Mineroloji: Mineral bilimi.
Mikroklima: Dar bir alanda görülen iklim
tipidir.
Mistral: Fransa’nın iç kesimlerinden
Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Moren: Buzul vadilerinden ve
yamaçlarından koparak yığılan, genellikle kare biçimindeki buz kütleleridir.
Moren Set Gölü: Buzullar tarafından
taşınan materyallerin buzulların eridikleri yerlerde birikmesiyle oluşan
setlerin arkasında oluşan göllerdir.
Mostra: Bir formasyonun veya tabakanın
topografya yüzeyi tarafından ortaya çıkan bölümüdür.
Muson İklimi: Muson rüzgarlarının
etkisiyle oluşmuş yazları yağışlı kışları kurak olan iklimdir.
Muson Rüzgarı: Kıtaların bazı yerlerinden
yazın denizden kışın karadan esen devirli rüzgarlardır.
Muson Yağmur Ormanları: Kışın
yapraklarını döken geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır.
Mutlak Nem: 1m3 havanın içindeki su
buharının gram olarak ağırlığına denir.
N
Nadas: Sürüldükten sonra tarlanın bir
veya birkaç yıl dinlendirilmesidir.
Nahiye: Bölgeden daha geniş ve sürekli
alanlar için kullanılan eski bir terim.
Nap: Örtü.
Nebatat: Bitki bilimi.
Nebka: Büyük sahra çölünde engellere
takılarak yığılmış kum tepecikleridir.
Negatif Östatik Hareketler: Deniz
seviyesinin alçalması.
Nehir: Akarsuların büyükleridir.
Nek: Volkan bacasının ağzını tıkayan
lavın, volkan konisinin aşınması ile sütun biçiminde ortaya çıkması.
Nem: Atmosferde bulunan gaz biçimindeki
su. Su buharı.
Nemlilik: Havanın belli bir sıcaklıkta
taşıdığı nem miktarı.
Nemcil Ağaçlar: Nemli bölgelerde veya
uzun kökleri sayesinde az çok nem olan bölgelerde yetişen ağaçlardır.
Nemcil Bitkiler: Sürekli ıslak toprakta
nemli havada yetişen, bu duruma alışmış bitkilerdir.
Nemli Bölge Toprakları: Yağışın çok
olduğu bölgelerde oluştuğu için tuz ve kireç gibi minerallerin toprağın alt
tabakalarında kaldığı topraklardır.
Nemli İklim: Yağışın buharlaşmadan daha
fazla olduğu iklimledir.
O
Oba: Göçebe hayvancılık yapan kişilerin
oluşturduğu geçici çadırlardan oluşan yerleşimlerdir.
Obruk: Kireç taşlarının çözülmesi ile
meydana gelmiş derin çukurluklardır.
Obsidiyen: Lavın hızla soğuması ile oluşan
genellikle siyah ve kahverengi renkteki kayaçlar.
Oğlak Dönencesi: Güney yarımkürenin 23
derece 27 dakika enleminde 21 Aralık tarihinde güneş ışınlarının öğle vakti dik
vurduğu çember.
Ojit: Yanardağ kütlelerinde bulunan ve
bazaltların temelini oluşturan mineral maddedir.
Oksidasyon: Kayaların bileşimindeki
mineralin oksijen ile birleşmesi sonrası meydana gelen kimyasal
değişikliklerdir.
Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran
geniş su kütleleridir.
Okyanusal İklim: Genellikle 30 derece-60
derece enlemleri arasında karaların batı kıyılarında görülen, yazların fazla
sıcak, kışlarında çok soğuk geçmediği iklim tipidir.
Oltu Taşı: Erzurum’un Oltu ilçesinde
çıkarılan genellikle siyah, koyu kahverengi ve sarı renklerde bulunan bir tür
linyit.
Orman: Ağaçlarla örtülü geniş alanlara
verilen isimdir.
Orman Sınırı: Orman örtülerinin kutuplara
doğru ve yükseltiye göre yayılabildiği en son sınırlardır.
Orojenez: Jeosenklinallerde biriken
tortul tabakaların kıvrılma ve kırılmalar sonucunda yükselmesi olayına Orojenez
denir.
Orojenik: Yer kürede meydana gelen yatay
ve dikey hareketler sonucunda dağ oluşumuna denir.
Orografik Yağışlar: Nemli hava
kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Oseanografya: Okyanus ve onlarla ilgili
ekosistemleri inceleyen bilimdir.
Otlak: Hayvanların otlatıldığı
alanlardır.
Ova: Engebeliğin çok az olduğu düze yakın
vadilerle ayrılmış yüzey şeklidir.
Ö
Ökümen: Karaların yerleşmiş ve
yerleşebilir olan yerleridir.
Ölçek: Harita üzerindeki bir uzunluğun
yeryüzündeki gerçek uzunluğa oranıdır.
Ön Bölge: Dağ oluşum hareketlerinin
yönelmiş olduğu alçak bölgeler.
Önbuzultaşı: Buzul hareketlerinin
duraklama devrelerinde birikmiş yüzey morenleridir.
Önçukur: Bir jeosenklinalin ön bölge
cephesindeki kenar çukurlardır.
Östatik Hareketler: Karalar üzerinde
meydana gelen buzullaşma ve buzul erimesine bağlı olrak deniz seviyesinde
meydana gelen yükselme ve alçalmalardır.
Örtü Buzulu: Kilometrelerce alana yayılan
çok geniş yer kaplayan buzul türüdür.
Ötrafikasyon: Fazla miktarda organik veya
mineral içeren göl ve bataklıklarda bitkilerin aşırı şekilde büyümesi olayıdır.
Özel Konum: Dünya üzerinde herhangi bir
yerin denizlere, çevresine, komşularına göre konumudur.
P
Paleontoloji: Fosilbilim.
Paleocoğrafya: Kra ve denizlerin, dağ
sıralarının ve vadilerin her dönemdeki dağılışlarını inceleyen bilim dalıdır.
Paralel: Koşut.
Pedoloji: Toprak bilimi.
Pele Tipi Volkanizma: Şiddetli patlama ve
çok kızgın bulutlar teşkil eden piroklastik madde-gaz çıkışlarıyla kendini
gösteren volkan tipidir.
Peneplen: Dış güçlerin aşındırması sonucu
meydana deniz seviyesine yakın hafif dalgalı arazi biçimidir.
Peribacası: Volkan tüflerinin yaygın
olarak bulunduğu vadi ve plato yamaçlarında sel sularının aşındırması sonucu
oluşmuş yeryüzü şekilleridir.
Periglasyal: Buzullarla örtülü olan bir
alanın yakın çevresi.
Permafrost: Devamlı donmuş zemin.
Piedmont Tipi Buzul: Bir dağ yamacında
yer alan vadi buzullarının, o dağın eteklerinde birbirleri ile birleşmesi
sonucu oluşmuş buzullardır.
Plankton: Deniz akıntıları ile sağa sola
sürüklenen, suda yaşayan bütün bitki ve hayvanlara verilen addır.
Plato: Akarsu vadisi ile derin bir şekilde
yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Plato Buzulları: Yayla buzulu.
Plaj: Denizlerin ve göllerin kıyısındaki
kumluk yerler, güneşlenme alanlarıdır.
Pleistosen: Dördüncü çağın birinci
dönemi.
Plütonik Kayaçlar: Derinlerde oluşmuş
magmatik kayaçlar.
Podzol Toprklar: Tayga ormanları altında
oluşan soğuk ve nemli bölge topraklarıdır.
Polye: Karstik bölgelerde kireçtaşlarının
çözülmesiyle ortaya çıkan büyük karstik çukurluklara denir.
Ponor: Su yutan.
Poyraz: Kuzeydoğudan esen yazları
serinletici etki, kışları ise kuru soğuklara sebep olan rüzgardır.
Prekambriyen: Kanada ve ABD’deki
kambriyen öncesi olan bütün kayaçlara verilen isimdir.
Piroklastik: Volkanik bacadan patlama ile
püsküren materyaller.
Pus: Hava içinde toz taneciklerinin
verdiği duruma verilen isimdir.
Püskürme: Yanardağın püskürme olayıdır.
Püskürük Maddeler: Erüpsiyon maddeler
veya indifa maddeleri.
R
Radyal Akarsu: Kraterlerin dış
tarafındaki koni yamaçlarındaki akarsularda radyal bir sistem görülür, bu tür
akarsulara radyal akarsular denir.
Rafineri: Ham petrolün arıtıldığı yer.
Rakım: Bir noktanın deniz seviyesine göre
yüksekliğine denir.
Ratıp İklim: Nemli iklim.
Reg: Çöllerdeki ince materyallerin
rüzgarlarla taşınması sonucunda geri kalan iri materyaller.
Regolit: Taşların parçalanmasıyla ortaya
çıkan ham toprak.
Regosol Toprak: Volkanlardan çıkan
materyaller ve akarsuların biriktirdiği kalüvyal depolar üzerinde oluşan
topraklardır.
Regresyon: Deniz gerilemesi.
Rejim: Bir akarsuyun debisinin zamana ve
yere göre gösterdiği değişikliklerdir.
Relief Haritası: Yeryüzü şekillerinin ilk
bakıldığı anda gösterilecek şekilde yapılan haritalardır.
Rendzina: Humuslu toprak.
Resif: Mercan yapıları.
Resürjans: Bir müddet yeryüzünde akarak
yeraltına giren ve buradaki akışını tamamladıktan sonra tekrar yeryüzüne çıkan
akarsu.
Relikt Bitki: 4. Zamandaki buzul çağında
yaşayan bitkilerin günümüzde iklimlerin ısınmasıyla dağların yüksek yüksek
kesimlerinde yaşayabilen bitkilerdir.
Rialı Kıyı: Nispeten yüksek, akarsularla
derin bir şekilde yarılmış alanlarda, vadilerin aşağı kısımlarının sular
altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Rippelmark: Kum dalgacığı.
Riyah: Yel, rüzgar.
Rüral Bölge: Kır yerleşmesidir.
Rüzgar: Hva kütlelerinin yatay yöndeki
hareketleridir.
Rüzgar Aşındırması: Çöllerde kayalara
özel bir görünüş veren küçük biçimler meydana getiren yel işlemesi.
Rüzgar Cilalaması: Rüzgarın taşıdığı
parçaları sürterek taşları cilalaması olayına rüzgar cilalaması denir.
Rüzgar Erozyonu: Bitki örtüsünün olmadığı
veya cılız olduğu yerlerde toprağın rüzgarla yerinden sökülerek taşınmasına
rüzgar erozyonu denir.
S
Saçak Su: Yağmur yağdıktan hemen sonra
yamaçlardan saçak saçak akan sulardır.
Sağanak: Aniden yağmaya başlayan
bardaktan boşalırcasına yağan yağmurlar.
Sahil: Kıyı çizgisi.
Sander: İç veya dağ buzullarının dışında
kumlarla örtülü geniş düzlüklere verilen addır.
Sarkıt: Mağaraların tavanlarından aşağı
doğru büyüyerek sarkan damlataşlarıdır.
Savan: Ağaçlı bozkırlar.
Sediment: Akarsu, buz ve rüzgarlar
tarafından depolanan ince materyal parçalarıdır.
Sedimenter Tortul: Yeryüzüne etkili
fiziksel ve kimyasal koşullar altında aşınıp, taşınan ilksel kayaların
parçalarının birikmesiyle oluşan kayalardır.
Sedimatasyon: Yeryüzünde etkili olan fiziksel
ve kimyasal koşullar altında ilksel kayaçların aşınıp birikmesiyle yeni
kayaların oluşmasıdır.
Sedimantoloji: Sedimenter kökenli
kayaçların oluşumunu, yapısını özelliklerini, insanlara sağladığı faydaları
elen alan bilim dalıdır.
Sekba: Çöllerde veya yarı kurak
bölgelerde yağışların ardından oluşan geçici sığ göllerdir.
Seki: Yatağına alüvyonları yaymış olan
akarsuların yeniden canlanarak yatağını oyması ile oluşan basamaklar.
Senklinal: Tabakaların kıvrılarak
alçalması.
Set Gölü: Önünü herhangi bir maddenin
kapatmasıyla bir çanak biçimi almış çukurların su ile dolmasıyla oluşan
göllerdir.
Seyelan: Yağışlardan sonra suların yeryüzünü tamamen kaplayarak
akmasıdır.
Sial: Yer kabuğunun dış örtüsüne verilen
addır.
Sıcak Cephe: Sıcak alın.
Sıcak
Hava Dalgası: Herhangi bir bölgede belirli zamanlarda meydana gelen
olağanüstü olaylar olarak da adlandırılan birkaç günlük ısınmalardır.
Sıcak Kuşak: 23 derece 27 dakika Kuzey ve
Güney enlemleri arasında kalan bölgedir.
Sığ Deniz: Derinliği az olan denizlerdir.
Sığ Deniz Adaları: Sığ denizlerde serpili
biçimde bulunan yanındaki karadan sayılan adalardır.
Sileks: Çakmaktaşı.
Siklon: Döngü.
Sipolen: Sadece kalsit oluşmuş doğal
çimentolarla birleşip donmuş kayaçlardır.
Sirk: Buzulun ilk oluşmaya başladığı
yerde oluşan küçük aşınım çukurlarıdır.
Sirk Buzulu: Dağların tepesinde yüksek
yamaçlarda yeni oluşmaya başlayan buz türüdür.
Sirk Gölü: Buzul aşındırması sonucu
oluşmuş çukurlukların sularla dolmasıyla oluşan göller.
Sirokko: Kuzey Afrika kıyılarında, güney
İtalya kıyılarında görülen kışları esen çöl kökenli sıcak rüzgarlardır.
Sitasyon: Bir suyun çıktığı yer. Pınar,
göz.
Skayerli Kıyı: Örtülü buzullarla
şekillenmiş alanlarda hörgüç kayaların ve taş tepelerinin sular altında
kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Soğuk Cephe: Soğuk alın.
Soğuk Hava Dalgası: Bir bölgede ara sıra
meydana gelen olağan üstü hal olarak nitelendirilen birkaç günlük veya uzunca
soğumalar.
Soğuk Kuşak: Her iki yarımkürede de 66 33
enlemleri ile kutuplar arasında kalan bölgelerdir
Soliflüksiyon: Toprak akması.
Soltis: Gündönümü.
Step: Bozkır.
Stratigrafi: Jeolojinin katmanlarını
inceleyen bir koludur.
Stromboli Tipi Volkanizma: Orta şiddetli
ve periyodik patlamaların görüldüğü Volkanizma tipidir.
Su Taşır: Yeraltı sularını taşıyan
geçirimli katmanlardır.
Subsekant Akarsular: Sonradan oluşmuş
akarsulardır.
Subsekant Vadi: Subsekant akarsuların
vadilerine denir.
Ş
Şahit Kaya: Farklı dirençteki kayaçların
rüzgar aşındırması sonucu meydana gelen şekillerdir.
Şaryaj: Dağ oluşumu sırasında bir
kütlenin başka bir kütle üzerine kaymasıdır.
Şaryaj Örtüsü: Bir kütle üzerine
sürünerek gelmiş olan kütlelerdir.
Şelale: Akarsuların yüksek bir yerden
dökülüp aktıkları yerlerdir.
Şelf: 200 m derinliğe kadar olan kesim.
Şist: Yüksek sıcaklık ve basınç etkisiyle
yapraklaşmış kil taşlarıdır.
Şot: Cezayir ve Tunus’ta tuzlu bataklık.
T
Tabaka Kaynağı: Geçirimli tabakaların
topografya yüzeyi ile kesiştiği yerlerden suların yüzeye çıkmasıyla oluşan
kaynaklardır.
Taban Seviyesi: Yer kabuğunun dış
etkenlerle aşındırılmasında etkili rol oynayan seviyedir.
Taban Seviyesi Ovası: Akarsuyun taban
seviyesine ulaştığı yerlerde eğimin azalması sebebeiyle taşıdığı materyallerin
birikmesiyle oluşan ovalardır.
Taban Suyu: Yüzeye yakın, geçirimsiz bir
tabaka ile sınırlanan geçirimli tabaka içerisindeki sular.
Tabanlı Vadi: Akarsuların yatay yönde
aşındırmalarının artmasıyla oluşan vadilerdir.
Takke Buzulu: Dağların zirvelerini
kuşatan buzullar.
Talveg: Akarsu yatağının en derin
yerlerini birleştiren çizgiye verilen addır.
Taş: Kayaç.
Taşküre: Mantonun üzerinde yer alan ve
yeryüzüne kadar uzanan katmandır.
Tayga: Orta kuşağın soğuk bölgelerinde
iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar.
Tayfun: Tropikal bölgelerde görülen güçlü
fırtınalar.
Tefra: Volkanik malzemeler için
kullanılan genel bir terim.
Tektonik: Yerkabuğunun yapısını ve
değişmesine yol açacak orojeni, epirojenik
özellikleri inceleyen bilim alanıdır.
Tektonik Göl: Yerkabuğunun tektonik
hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki göllerdir.
Tektonik Hareket: Yer kabuğunda meydana
gelen kırılma, kıvrılma, yükselme ve alçalma gibi hareketlerin tümüdür.
Tepe: Yüksekliği 500 m den daha düşük
olan yeryüzündeki kabartılardır.
Terra rosa: Akdeniz ikliminin egemen
olduğu yerlerde görülen kalkeri gitmiş killi kızıl renkteki toprak.
Termal Kaynak: Yer ısısı olup,
yerkabuğunun farklı derinliklerde biriktirmiş olduğu ısının oluşturduğu sıcak
su buhar ve gazlarıdır.
Tombolo:
Kıyı oku ile açıktaki bir adanın karaya bağlanmasıyla oluşan şekil.
Tomruk: Ormanlardan elde edilen kalın ve
düzgün kütüklere denir.
Topografya: Yeryüzünün görülen yüzey
şekilleri.
Transgresyon: Deniz ilerlemesi.
Traverten: Kireç taşının su içerisinde
çözüldükten sonra tekrar çökelmesiyle oluşan şekillerdir.
Tropikal İklim: Ekvator ile çöller
arasında bir geçiş iklimidir. Yıllık sıcaklık farkı azdır.
Troposfer: İklim olaylarının yaşandığı
atmosferin en alt katmanıdır.
Tsunami: Deniz’in dibinde meydana gelen
depremlerin yol açtığı bir doğal afettir.
Tundra: Kutuplara yakın yerlerde görülen
iklim ve bitki örtüsüdür.
Tüf: Yanardağ külü ve kum gibi bileşenler
bulunan katılaşmış yanardağ kırıntı taşıdır.
Tüfit: Tüf ve taş kırıntıları karışık
malzemeye verilen addır.
U
Uç: Rastlanabilen en yüksek ve en düşük
sıcaklık değeri.
Ulu Deniz: Okyanus.
Uvala: Düden veya dolin’den daha büyük
karstik çukur.
Uved: Çöllerde tesadüfen, yarı kurak
bölgelerde ise geçici ve mevsimlik olarak su bulunan kuru vadiler.
Uzay: Bütün gök cisimlerinin içinde bulunduğu
sonsuz boşluğa uzay denir.
Ü
Ülke: Bir devletin yönetimi altındaki
toprak parçalarının tamamına ülke denir.
Ülke Coğrafyası: Yerel coğrafya.
Ülkelerin coğrafi özelliklerini inceler.
V
Vadi: Akarsu aşındırması ile oluşan ve
tabanında akarsu yatağının yerleştiği sürekli iniş gösteren oluk.
Vadi Tabanı: Akarsuyun içerisine
yerleştiği vadinin en alçak kesimindeki düzlüklerdir.
Vadi Buzulu: Sürekli beslenerek sirkten
taşan ve vadi boyunca aşağıya hareket eden buzul türüdür.
Vados: Yeraltına sızmış sulardır.
Vaha: Çöllerde suların yeryüzüne çıktığı
yer ve çevresine verilen isim.
Vejetasyon Coğrafyası: Yeryüzündeki
bitkilerin dağılışını, özelliklerini inceleyen bilim dalıdır.
Voklüz: Kalın kalker tabakalarının
arasındaki boşlukları doldurmuş olan yeraltı sularının yüzeye çıktığı kaynaklardır.
Volkan: Yer yuvarlağı içerisinde kızgın
ve katı maddelerin yeryüzüne çıktığı yer.
Volkan Bacası: Magmanın yeryüzüne
ulaşıncaya kadar geçtiği yola denir.
Volkan Camı: Lav’ın kızgın ve akışkan
durumda iken bazı kesimlerinin billurlaşmaya olanak vermeyecek derecede hızlı
soğuması sonucu oluşmuş doğal camlardır.
Volkan Konisi: Lav, kül gibi volkanik
maddelerin üst üste yığılmasıyla oluşan koni biçimli yükseltilerdir.
Volkanik Patlama: Bilinen en büyük doğal
afetlerden birisidir. Jeolojik yapılı doğal afettir.
Volkanik Göl: Volkanik patlamalar ile
açılan çukurlarda oluşan göllerdir.
Volkanik Kıyı: Oluşumları volkanizmaya
bağlı adaların kıyılarına verilen isimdir.
Volkanik Dom: Riyolit, dasit ve trakit
gibi asit karakterdeki çok yapışkan ve yoğun lavların, çıktıkları bacanın ağız
kısmında meydana getirdikleri kubbe
şeklindeki tepelerdir.
Volkanizma: Magmanın yeryüzüne eriyik,
katı, sıvı ve gaz halde çıkması olayına Volkanizma denir.
Volkanoloji: Yanardağ bilimi.
Y
Yağmur: Yeryüzünde en çok görülen bir
yağış türüdür.
Yağmur Ölçer: Pluviyometre.
Yalama Yazı: Yontukdüz.
Yamaç Kaynağı: Geçirimsiz bir tabakanın
üzerindeki geçirimli bir katmandan yeryüzüne çıkan kaynaklardır.
Yanardağ: Magmanın yeryüzüne çıktığı ve
geçmişte çıkmış olduğu koni biçimli dağlardır.
Yanardağ Ağzı: Yanardağ patlamaları ile
oluşmuş, çapı 1 km den küçük çanaklardır.
Yanardağ Kayaçları: Püskürük kayaçlar.
Yanardağ Külü: Volkan külü.
Yar: Dimdik kayaçlara yar denir.
Yardang: Orta Asya çöl bölgelerinde
rastlanan görünüşleri U şeklinde olan ince uzun yarıntılar.
Yarma Vadi: Akarsuyun iki düzlük
arasındaki sert kütleyi derine aşındırması ile oluşan vadilerdir.
Yatak: Akan suların meydana getirdiği,
yıl içinde sürekli ya da geçici olarak suların aktığı yer.
Yaz Musonu: Denizden karaya doğru eserler
ve gittikleri yere bol nem ve yağış getirirler.
Yengeç Dönencesi: Kuzey yarımkürenin 23
derece 27 dakika paralelinde, Güneş ışınlarının 21 Haziran tarihinde dik
düştüğü enlem.
Yer: Yeryüzündeki herhangi bir alan.
Yerberi: Bir gök varlığının yörüngesi
üzerinde dolanım hareketini yaparken bu cismin yere en yakın geçtiği noktalar.
Yerbilim: Jeoloji.
Yeraltı Suyu: Yeraltında bulunan sulara
verilen isimdir.
Yerçekimi: İki cismin birbirini,
aralarındaki uzaklığın karesiyle ters oranlı, kütleler çarpımı ile doğru oranlı
olarak çekmesi.
Yerel saat: Yeryüzünde her bir nokta
için, o noktada güneşin meridyen üzerinden geçmesi ile düzenlenen saat.
Yer Kabuğu: Dünyanın yaklaşık olarak 30
ila 35 km kalınlığındaki bölümüdür.
Yerli Kaya: Bir kısmı yüzeyde
gözüken veya toprak çakıl gibi
materyallerle örtülü olan sağlam kaya.
Yeröte: Bir gök varlığının yer e en uzak geçtiği noktadır.
Yeryüzü: Taşküre.
Yoğuşma: Su buharının soğuma sonucu katı
veya katı hale geçmesi.
Yörünge: Bir gök cisminin başka gök cismi
ettafında izlediği yol.
Yörünge Düzlemi: Ekliptik.
Yumrular: Düzensiz toparlak biçimindeki taşlar.
Z
Zelzele: Deprem.
Zemin: Yeryüzünün yüzeyi.
Zemin Hareketi: Zeminin belli nedenlerle
yer değiştirmesi.
Zeolit: Boşlukları kalker ve alkalen
silikatlarla dolmuş volkanik kayaçlar.
Zımpara Taşı: Çok sert alüminyum
kristallerden oluşan, parlatıcı veya aşındırıcı olarak kullanılan kayaçlar.
Zoocoğrafya: Hayvanların dağılışını
inceleyen bilim dalıdır.
Zooplankton: Hayvanlardan oluşan plankton.
14 Aralık 2013 Cumartesi
Türkiye Fiziki Coğrafya Atlası
1. Türkiye Lokasyon Haritası
2.Türkiye Fiziki Haritası
3. Türkiye Fiziki Bölgeler Haritası
4. Türkiye İklim Haritası
5. Türkiye Toprak Tipleri Haritası
6. Türkiye Tektonik Haritası
7. Türkiye Jeoloji Haritası
8. Türkiye Enlem Ve Boylam Haritası
9. Türkiye Jeotermal Ve Volkanik Alanlar Haritası
10. Türkiye Jeotermal Kaynaklar Ve Uygulama Haritası
11. Türkiye Yıllık Ortalama Yağış Dağılışı Haritası
12. Türkiye'nin Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası
13. Gerçekleşen Minimum Sıcaklık Haritası
14. Gerçekleşen Toprak Üstü Minimum Sıcaklık Haritası
15. Türkiye Bitki Sıcaklığa Dayanıklılık Haritası
16. Türkiye Bitki Soğuğa Dayanıklılık Haritası
2.Türkiye Fiziki Haritası
3. Türkiye Fiziki Bölgeler Haritası
4. Türkiye İklim Haritası
6. Türkiye Tektonik Haritası
7. Türkiye Jeoloji Haritası
8. Türkiye Enlem Ve Boylam Haritası
9. Türkiye Jeotermal Ve Volkanik Alanlar Haritası
10. Türkiye Jeotermal Kaynaklar Ve Uygulama Haritası
11. Türkiye Yıllık Ortalama Yağış Dağılışı Haritası
12. Türkiye'nin Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası
13. Gerçekleşen Minimum Sıcaklık Haritası
14. Gerçekleşen Toprak Üstü Minimum Sıcaklık Haritası
15. Türkiye Bitki Sıcaklığa Dayanıklılık Haritası
16. Türkiye Bitki Soğuğa Dayanıklılık Haritası
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)