17 Aralık 2013 Salı

TÜRKİYE FİZİKİ COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ

TÜRKİYE  FİZİKİ COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ
  A
Aa: Katılaştığı zaman çatlaklı ve pürüzlü bir yüzeye sahip olan lavlara denir.
Abrazyon: Dalga aşındırması.
Abisal Alan: 3000 ila 6000 metre aralıklarında derinlik gösteren derin deniz ovasıdır.
Ablasyon: Buzulların eridiği ve buharlaştığı alan.
Açık Havza: Sularını denizlere kadar ulaştırabilen akarsu havzalarına denir.
Açısal Hız: Dairesel hareket yapan  dünya üzerindeki herhangi bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır.
Ada: Deniz veya göl  sularıyla çevrili kara parçasına verilen isimdir.
Adacık: Üzerinde devamlı yerleşme bulunmayan çok küçük adalardır.
Adatepe: Aşınmalardan arta kalan, düzlüklerin içerisinde yükselen tepeler.
Adayayı: Yoğun yanardağ etkinliklerini, depremleri ve dağoluşumu aşamalarını geçirmiş uzun yay biçimindeki bükülmüş okyanus adaları zinciridir.
Adyabatik: Hava kütlesi ile çevrilen sıcaklık alışverişi olmadan, hava kütlesinin ısınması veya soğuması olayıdır.
Aeroloji: Hava araştırmaları birimi.
Afel: Günöte. Güneş etrafında dönen bir uzay cisminin, güneşe en uzak olduğu noktaya verilen isimdir.
Afet: Toplumu sosyal ve ekonomik yönden etkileyen her türlü doğal ve insan kaynaklı olaylardır.
Afet Bölgesi: Yakın bir zamanda herhangi bir doğal afetle karşılaşan acil plan durumu uygulanan bölgelerdir.
Afotik Bölge: Göl ve denizlerde ışığın nüfuz etmediği bölge.
Ağıl: Keçi, koyun gibi hayvanların geceleri barındığı yerlere ağıl denir.
Ağız: Yanardağlarda magma ve gazların yeryüzüne çıktığı açıklıktır.
Aglomera: Yanardağ püskürme maddeleri veya tortul parçalardan bileşik çimentolu konglomeralara verilen addır.
Akarsu: Belirli bir yatak içerisinde sürekli veya en az bir mevsim akan sulardır.
Akarsu Rejimi: Akarsuların akımındaki yıl boyunca olan değişimlerdir.
Akarsu Vadisi: Akarsuların aktıkları yatağı aşındırması ile oluşan çukurluklardır.
Akarsu Sekisi: Bir akarsu yatağının her iki yakasında ve bugünkü yatağa göre daha yüksekte bulunan basamak biçimindeki eski vadi taban dolgularıdır.
Akıntı: Bir cismin akar şekilde yer değiştirmesidir.
Akifer: Sutaşır.
Aklan: Bir ülke veya bölgenin denize doğru genel eğimi. Ya da bir dağın eteğine doğru eğimi.
Alçıtaşı: Jips.
Alize Rüzgarları: Yaklaşık 30 derece enlemlerindeki yüksek basınç alanlarından ekvatora doğru esen sürekli rüzgarlardır.
Alçak bulutlar: Genellikle gri renkteki düzenli görünüme sahip, çisenti şeklinde yağışlar ve az da olsa kar yağışları da yapabilen bulutlardır.
Albedo: Herhangi bir yüzeye düşen güneş ışınlarının yansıyan ışına oranıdır.
Alkali: Kurak veya yarı kurak bölgelerde, yüzeyde veya yüzeye yakın olan yerlerde bulunan sodyum karbonat, potasyum karbonat veya tuzdur.
Alokton: Yer hareketleri sonucu oluştuğu yerden başka yerlere taşınmış çeşitli kayaçlardır.
Alp Dağ Oluşumu: Alp orojenezi II.  Jeolojik zaman sonlarında başlayıp,  2,5 milyon yıl önce sona eren, en şiddetli dağ oluşumudur.
Alp Triyası: Alp jeosenklinalinde çökelip yığılmış ve Alp dağ oluşumu ie yüzeye çıkmış kalın Triyas dönemine ait katmanlar.
Alpin Bitki: Ağaç yetişme sınırının üstünde kalan nemli ortamlarda yetişen otsu bitkiler.
Alüvyon: Akarsular tarafından kil, kum ve çakıl gibi materyallerin akarsuyun akış hızının azalması ilebu materyallerin birikmesiyle oluşan tortullar.
Amfibol: Kalsiyum, sodyum, demir gibi minerallerden oluşan kayak yapıcı mineral grubuna denir.
Ana Kaya: Ayrışma olaylarından etkilenmemiş yüzeyde ve ya toprak altında bulunan kesimlere denir.
Anız: Biçilmiş olan ekinlerin toprakta kalan saplarına anız denir.
Andezit(Ankara taşı) : Genellikle camsı maddelidir. Çoğunlukla açık-gri renklerde olan bir yüzey püskürük kayacıdır.
Antrepo: Ticari amaçlı malların bir süreliğine saklandığı depolardır.
Antrepojen Bozkır: İnsanlar tarafından tahrip edilmiş ormanların yerlerinde ortaya çıkan bozkırlar.
Antiklinal: Yerkabuğu tabakalarındaki kıvrımlar sonucu ortaya çıkan kubbemsi şekillerdir.
Antisiklon: Hava basıncının 760 mm civa sütunundaki veya 1033 mb üzerindeki basınç durumlarına verilen isimdir.
Aphelin: Dünyanın güneşe en uzak olduğu tarihe verilen isimdir.
Arazi: Karalar üzerinde özel şekillere sahip ve kullanım amaçlı toprak parçalarıdır.
Araziden Yararlanma Haritaları: Bir bölgedeki arazinin nasıl kullanıldığını gösteren haritalardır.
Ara Deniz: Kara içlerine iyice sokulmuş okyanuslarla bağlantısı oldukça dar olan denizlerdir.
Artçı Deprem: Ana depremden sonra meydana gelen depremlerdir.
Artezyen: Geçirimsiz tabakalar arasında yer alan su taşıyan bir tabakanın suyunun kuyular ile veya kırıklar doğrultusunda yeryüzüne fışkırarak çıkmasıdır.
Arktrik Bölge: Kuzey kutup bölgesi.
Arkeen: Jeoloji kambriyumlarından daha önce oluşmuş en eski yer katıdır.
Asılı Vadi: Buzul aşındırmasının etkili olduğu bir alanda aşındırmanın sonucu olarak ana vadinin biraz üzerinde kalan vadidir.
Asimetrik Vadi: Yamaçların eğim değerleri farklı o0lan akarsu vadileridir.
Asidik: Kimyasal birleşiminde %66 ve daha fazla silisyum dioksit bulunan magmatik kayaçlara denir.
Asit Kayaçlar: %66 ve daha fazla silis içeren kayaçlara verilen isimdir.
Aşınma: Karaların yüzeylerinin yağmur, akarsu, dalga ve buz etkisiyle yavaşça ortadan kalkmasına denir.
Atık: İnsan faaliyetleri sonucu oluşan ve çevreye atılan organik ve inorganik maddelerdir.
Atlas: Bir kitap veya cilt içine toplanmış harita takımlarıdır.
Atmosfer: Dünya yüzeyini saran gaz kütlesidir. Hava küre.
Atmosfer Basıncı: Atmosferi oluşturan gazların yeryüzündeki cisimlere uyguladığı basınçtır.
Atol: Okyanus ve deniz sularının temiz ve sıcak olduğu ekvatoral bölgede mercanların iskeletlerinin yığılması sonucu oluşan, çoğunlukla dairemsi şekildeki lagünlere denir.
Avgit: Kayaç yapıcı mineral gruplarına denir
Ay: Dünyanın uydusu olan gök cismidir.
Ay tutulması: Ay dünyanın gölge konisinde yer alırsa dünyadan ayın tamamı veya bir kısmı görünmez. Bu olaya ay tutulması denir.
B
Bağıl Nem: Belli bir sıcaklıkta hava kütlesinde bulunan nem miktarının yüzde olarak ifade edilmesidir.
Badlans: Yarı kurak bölgelerde yarıntılarla parçalanmış kötü arazidir.
Bakı: Bir dağ yamacının güneş ışınlarını alama durumuna göre konumudur.
Bank: Gel-git’ in oluştuğu yataklar ile kara arasındaki gel-git etkileme alanıdır.
Bankiz: Kutup çevresindeki denizlerin donması sonucunda oluşmuş buz kütleleridir.
Barisfer: Taş kürenin en iç kısmıdır.
Barkan: Batı Türkistan çöllerinde at nalı şeklinde veya hilal biçimindeki kumullara verilen addır.
Baraj Gölü: Akarsular üzerinde kurulan barajların arka kısmında biriken suların oluşturduğu göllerdir.
Basınç: Havada yer alan su buharının ve gazların cisimlere uyguladığı ağırlıktır.
Baskın Tür: Bir bitki veya hayvan topluluğu içerisinde diğer türlere göre sayıca fazla olan türdür.
Başkalaşım: Yüksek sıcaklık ve yüksek basınç altında kayaçların yapı ve dokularının değişmesi.
Bataklık: Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge.
Batolit: Yer kabuğuna sokulan asit magmanın oluşturduğu kubbe biçimdeki büyük kütleye denir.
Bazalt: Yer yüzünde bulanan ağır ve koyu renkli bir laf kayacıdır.
Bel: Dağların alçalarak geçit verdiği yer.
Beşeri Coğrafya: İnsanların oluşturduğu çevreyi inceleyen coğrafya ilmi ana bilim dalıdır.
Birikinti Konisi: Dağların yüksek kesimlerinden akarsu ve sellerin taşıdığı malzemelerin dağın eteğindeki düzlüklere yığılması ile oluşan konilere denir.
Bitki Örtüsü: Bir bölgedeki bitki topluluklarının oluşturduğu örtüdür.
Biyocoğrafya: Bitki ve hayvanların coğrafi dağılışını inceler.
Biyojenik Çökel: Ölmüş canlı kalıntıları içeren tortulara denir.
Biyom: Aynı iklim koşullarının yaşandığı ve aynı bitki örtüsüne sahip olan geniş coğrafi alanlardır.
Biyomas Enerji:  Doğadaki organik maddelerin ayrışmasıyla ortaya çıkan alkol ve metan gazından oluşan enerjiye denir.
Biyosfer:  Canlılar küresi.
Boddenli Kıyılar: Buzul aşındırması ve taşımsı sonucunda moren yığınları önünde oluşmuş buzul çanaklarının bir kısmı sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır.
Boğaz: İki deniz, iki gölü ve ya akarsuların denizlerle birleştiği iki kara arasındaki dar suyolu geçitlerine denir.
Bora: Yugoslavya içlerinden Adriyatik denizine doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Borael Orman: Genellikle Kuzey Amerika ve Avrasya’ da iğne yapraklı ağaçlardan oluşmuş soğuk ortamlarda yetişen ormanlara denir.
Botanik: Bitkilerin hücre yapılarından üretimine kadar her türlü faaliyetlerini içeren bitki bilimi.               
Boylam: Kutupları birbiriyle birleştiren ve başlangıç meridyenine göre derece dakika ve saniye cinsinden ifade edilen cember.
Boyun: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki zirve arasındaki alanın en alçak yerdir.
Bozkır: İlkbahar yağışları ile yeşeren yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır.
Bölge: Sınırları, idari, ekonomik birliğe iklim ve bitki özellikleri benzerliğine dayanan toprak parçasıdır.
Bölüm: Bölgelerden küçük bölgeleri oluşturan toprak parçasıdır.
Breş: Köşeleri yuvarlakmış ileri çakılların ve ya taşların doğal çimento ile bağlanması sonucu oluşmuş tortul kayaçlardır.
Buharlaşma: Suyu sıvın halden gaz hale geçmesi.
Bulut: Yer kabuğu yüzeyi ile temas durumunda olmayan hava kürede asılı olarak bulanan su damlacıkları ve buz kristali topluluğudur.
Bulutlu: Gökyüzünün, 6 ila 0.9 u bulutlarla örtülü ise bu havaya bulutlu hava denir.
Buzul: Kristalleşmiş buz kütlelerine denir.
Buzul Dağı: Geniş kara parçalarını ve yüksek dağların doruklarında sürekli soğuk hava nedeniyle büyük buz kütlelerinin kopmasıyla oluşan dağlardır.
Buzul Gölleri: Buzul aşındırmasıyla oluşan sirk adı verilen çanaklarda oluşan göllerdir.
Buzultaş: Moren.
Buz yalağı: Sirk.
Buzul Vadi: Buzul aşındırması sonucunda oluşmuş vadilerdir.
Bük: Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalara denir.
C
Camsı Yapı: Volkanizma esnasında lavların çok süratlı bir şekilde soğuması nedeniyle kristalleşmeye olanak olmaması sonucunda oluşan mikroskopla bakıldığında akıntı izleri görünen yapı.
Cephe: Farklı karakterlerdeki hava kütlelerinin karşılaştığı alan.
Cepli Kıyı: Dirençsiz kısımlar aşınarak hilal ve cep şeklinde girintileri, dirençli kısımları ise bunlar arasında çıkıntıları burunları oluştururlar. Böyle kıyı tipine cepli kıyı tipi adı verilir.
Cephesel Yağışlar: Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaştığı alanlarda oluşan yağışlardır.
Cezir: Gel-git
Coğrafya: Yeryüzünün doğal ve beşeri görünümünü araştıran inceleyen ve açıklayan bilimdir.
Coğrafi Bölge: Taşıdığı belirli coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi bilimdir.
Coğrafi Bölüm: Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikleri bakımından farklılık gösteren bölgelerden küçük birimlerdir.
Coğrafi Konum: Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere denir.
Coğrafi Yeryüzü:  Taşküre, suküre ve havakürenin oluşturduğu sınırlar içerisinde insanın faaliyet gösterdiği sahadır.
Cosmos: Evren, kâinat.
Cürüf: Kömürlerin ve metalik madenlerinin işlenmesinden sonra arta kalan posaya denir.
Ç
Çağlayan: Bir akarsu yatağında suyun belli bir yükseklikten döküldüğü yer.
Çakıltaşı: Genellikle akarsu çakıllarının doğal çimento adı verdiğimiz madde yardımıyla yapışması sonucu oluşan taştır.
Çakmaktaşı: Kahverengi ve siyah renkli olup kalkerler içerisinde sıkça rastlanan birbirine sürttüğünde kıvılcım çıkaran taşlardır.
Çalı Formasyonu: Ormanların tahrip olduğu alanlarda oluşan küçük ağaçlardan oluşan bitki formasyonudur.
Çalılık: Odunlaşmış, birden çok gövdeli, yapraklı yerine göre dikenli bitkilerin bir araya geldiği yer.
Çavlan: Akarsu yatağındaki aşınmalar sonucunda yumuşak yapılı kayaların aşınarak sert kayaların ortaya çıktığı yerlerde görülür.
Çay: Irmak küçük dereden büyük olan akarsulardır.
Çekirdek: Dünyanın merkezidir.
Çevre: İnsan ve diğer canlıların etkileşim içerisinde bulunduğu alanlardır.
Çevrebilim:  Canlılar ve cansız ortam arasındaki etkileşimi inceleyen bilim dalıdır.
Çernezyom: Orta kuşağın yarı nemli bölgelerinde çayır formasyonu altında oluşmuş topraklardır.
Çentik Vadi: Akarsuların derine aşındırmasıyla oluşan V şekilli tabansız genç vadilerdir.
Çığ: Dağların dik yamaçlarından koparak yuvarlanmaya başlayan ve yuvarlandıkça büyüyen kar yığınlarıdır.
Çisenti: Çok ince damlacıklardan oluşan, şiddeti oldukça az olan yağmurlara denir.
Çiy: akşam ve gece serinliyle çayır, çimen ve açıkta kalan eşyalar üzerinde havadaki nemin su damlacıkları şeklinde düşmesi.
Çizgi Ölçek: Haritalardaki çizgi oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür.
Çizgisel Hız: Dairesel hareket yapan bir noktanın birim zamandaki yer değiştirme hızıdır.
Çoraklaşma: Ana materyali tuzlu alanlarda buharlaşmanın etkisiyle tuzlar yüzeye çıkarlar. Bu olaya çoraklaşma denir.
Çöl: Yıllık yağış miktarının çok az olduğu günlük sıcaklık farklarının fazla olduğu bitki örtüsünün yok denecek kadar az olduğu kurak bölgelerdir.
Çöl İklimi: Yıllık yağış miktarı oldukça az, günlük sıcaklık farkı fazla olduğu kurak iklimdir.
Çöl Toprağı: Orta enlemlerde ve tropikal çöllerde karbonatların birikmesiyle oluşmuş sert kabuğa sahip topraklardır.
Çölleşme: Doğal olaylarla veya insan etkileriyle bir bölgenin gittikçe kuraklaşması, çoraklaşması ve kıraçlaşması.
Çöküntü Dolini: Yeraltındaki mağlarının tavanlarının çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir.
Çöküntü Ovaları: Yerkabuğundaki kırılmalar sonucunda oluşmuş çöküntü hendeklerinin dış etkenler aracılığıyla dolarak düzleşmesi sonucunda oluşan ovalardır.
Çöküntü Depremleri: Yeraltındaki büyük oyukların, mağaraların tavanlarının çökmesi sırasında oluşan yer sarsıntılarıdır.
Çöküntü Hendeği: Yatay yapıdaki tabakaların yan basınçlarla oluşan çukurluk alanları.
Çözülme: Kayaların fiziksel ve kimyasal yollarla ayrışmasına denir.
D
Dağ: Çevresine göre yüksekte kalan inişli çıkışlı yer biçimidir.
Dağ İçi Ovası: Dağ içlerinde eğimin azaldığı bölgelerde akarsuların biriktirdiği malzemelerden oluşan düzlüklerdir.
Dağ Eteği Ovası: Dağ eteğinde eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konilerinin gittikçe büyümesi ile oluşan ovalardır.
Dalga: Denizlerde oluşan su kütlelerinin yükselip alçalması biçimindeki hareketlerdir.
Dalmaçya Kıyı Tipi: Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının sular altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Dam: Hayvancılıkla uğraşan ailelerin geçici olarak kullandığı yerleşim alanlarıdır.
Damlataşı: Yer altı sularının mağlarının tavanlarından sızmasıyla oluşan sarkıt ve dikit sütunlarının ikisini bir arada kullanılır. 
Damtaşı: Kilin başkalaşmasıyla oluşmuş kolayca sökülen çatı örtü gereci olarak kullanılan kayaçtır.
Debi: Akarsuyun belli bir yerinde saniyede gecen su miktarına denir.
Deflasyon: Rüzgarın kurak bölgelerde ince kumlardan oluşan alanları aşındırmasına denir.
Delta Ovası: Akarsularının deniz veya göllere ulaştığı ağız kısmındaki taşıdığı materyalleri birikmesi ile oluşan alüvyal alanlardır.
Deniz: Okyanuslardan küçük, okyanusların kara içlerine doğru sokulduğu kollarıdır.
Denüdasyon: Doğal yollarla oluşan erozyonlardır.
Deprem: Yerkabuğunun derinlerinde doğal yollarla oluşan sarsıntılar ve titreşimlerdir.
Deprem Bölgesi: Depremlerin sık sık oluştuğu ve oluşabileceği alanlara denir.
Dere: Çaydan küçük taşıdığı su miktarı az olan akarsulardır.
Derin Deniz Çukurları: Yer kabuğu üzerinde hareket eden kıtaların birbirlerine çarptıkları yerlerde oluşan çukurlardır.
Derin Deniz Platformu: Kıtalarla çevrilmiş ortalama derinliği altı bin metre olan yeryüzünün en geniş bölümüdür.
Devirli Kaynak: Yağışlı dönemlerde akan, kurak dönemlerde akmayan kaynaklardır.
Dev Kazanı: Şelalenin döküldüğü yerde oluşan derin çukurlardır.
Divan: Kırsal bölgelerde görülen dağınık yerleşim yerleri.
Dilatasyon: Genleşme.
Dikitler: Mağaraların tavanlarından sızan suların mağaranın tabanında oluşturduğu sütunlara denir.
Diskordans: Bir tabakanın başka bir tabaka üzerine uyumsuz olarak yerleştiği yüzeylerdir.
Diverjans: Hava kütlelerinin merkezden çevreye doğru dağılmasına denir.
Diyorit: Açık ve koyu renkli minerallerden oluşan bir iç püskürük taşıdır.
Doğal Bitki Örtüsü:  Bulunduğu iklim şartlarından dolayı kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu örtüye denir.
Dolin: Kalker platolar üzerinde görülen derinlikleri az genişlikleri fazla erime çukurlarıdır.
Dolu: Atmosferde hava sıcaklığı sıfır derecinin altına düştüğü zaman oluşan yağış türüdür.
Dolunay: Ay’ ın dünyadan görülen yüzünün tümüyle aydınlık olmasıdır.
Donma: Suyun sıfır derece ve daha düşük sıcaklık değerlerinde sıvı halden katı hale geçmesine denir.
Doruk: Dağın en yüksek yerine denir.
Dönence: Ekvatorun 23 derece ve 27 dakika kuzey ve güneyinden geçen paralellere denir.
Drenaj: Topraktaki fazla suların aktılmasıdır.
Drumlin: Buzulların birikmesi ile oluşan alçak tepelere denir.
Düden: Karstik alanlarda suların çözmesi ile oluşan kapalı çukurlardır.
Dünya: Canlıların yaşadığı güneş sisteminin tek gezegenidir.
E
Eğim: Herhangi bir iki nokta arasındaki yatay mesafenin yükselti farkına oranına denir. 
Ekinoks: Gece gündüz eşitliğidir.
Ekliptik: Dünyanın güneş etrafında dönerken çizdiği yörüngeye denir.
Ekoloji: İnsan ve diğer canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim alanı.
Ekolojik Süksesyon: Bir bölgedeki bitki örtüsünün tamamen tahrip edilmesi sonrasında zamanla yerine yeni bir bitki örtüsünün oluşması.
Ekosistem: Belli bir alanda bulanan canlılarla cansız çevre arasındaki karşılıklı ilişkilerle meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sisteme denir.
Ekocoğrafya: Ekolojiye coğrafi yöntemlerle yaklaşmak.
Eksen: Dünyanın merkezinden gecen ve biri ucundan öbür ucuna uzanan hayali çizgidir.
Eksen Eğikliği: Dünyanın yörünge düzlemi ile ekvator düzlemi arasındaki 23 derece 27 dakikalık, yörünge düzlemi ile eksen arasında 66 derece 33 dakikalık acı oluşur. Buna eksen eğikliği denir.
Ekstrüzif Kayaçlar: Magmanın yüzeyde soğuması ile oluşan kayalardır.
Eksosfer: Atmosferin en üst tabakasıdır.
Ekümen: Yerleşilmiş alanlardır.
Ekvator: Dünyayı iki eş yarım küreye ayırdığı var sayılan en büyük paraleldir.
Ekvatoral İklim: Dönenceler arasında görülen, sıcaklığın yıl boyu yirmi derecenin altına düşmediği, her mevsim yağışlı olan iklimdir.
Endemik Bitki: Belli bir alana özgü olan bitkilere denir.
Enlem: Yeryüzünün herhangi bir noktasından ekvatora paralel olarak geçen daireye denir.
Enine Kıyı: Dağların denize dik olarak uzandığı kıyı tipidir.
Epirojenez: Karaların toptan alçalması veya yükselmesi olayına denir.
Epirojenik Hareket: Bir kütlenin bütün halinde yükselmesine yol açan yer hareketleridir.
Erg: Çöllerde kumullarla örtülü geniş kum örtülerine denir.
Erozyon: Toprak örtüsünün akarsuların, rüzgarların ve buzulların etkisiyle açındırılmasına denir.
Erime Dolini:  Kalker yüzeyler üzerinde, yağış sularının eritmesiyle oluşan karstik şekildir
Erüpsiyon: Volkanik patlama.
Etezyen: Yazın balkanlardan sahra çölü üzerine doğru esen rüzgarlardır.
Eş Aralık: İzohips aralığıdır.
F
Façetalı Çakıllar: Kurak bölgelerde görülen ve belirgin kenarlarla birbirinden ayrılmış birkaç yüzeye sahip çakıllara denir.
Fakolit:  Kıvrımlı bir bölgede lafların bu tabakalar arasına girerek orada katılaşıp kalmasına denir.
Falez: Deniz kıyılarında dalgaların aşındırmasıyla oluşan dikliklere denir.
Fauna: Bir bölgede yaşayan hayvan topluluğuna denir.
Fay: Kırık kayaç kütleleri veya katmanların bir kırılma sonucu yerinden kaymasıdır.
Fay Atımı: Fay çizgisi boyunca hareket etmiş kütlelerin birbirlerine göre kayma miktarlarına denir.
Fay Hattı: Yer kabuğunun çeşitli bölümlerinin kırılması veya yarılması ile oluşan kırık yerlere denir.
Fay Açısı: Dikey düzlem ile fay düzleminin yaptığı açıya denir.
Fay Aynası: Dikey faylanmada fay çizgisi boyunca düşen veya yükselen blok arasındaki parlak yüzeye denir.
Fırlama: Yanardağlardan çıkan her türlü malzemeye denir.
Fırtına: Esiş hızı oldukça yüksek olan ve tahribata yol açan rüzgarlara denir.
Filat: Kil taşının yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğramasıyla ortaya çıkar.
Fitoplankton:  Sularda pasif olarak yer değiştiren organizmalar.
Fitocoğrafya: Bitki coğrafyası.
Fiyort: Buzul vadilerinin denizi işgal etmesi sonucu oluşmuş koy ve körfezlere denir.
Fiziki Coğrafya: Fiziki çevre bileşenleri ve olaylarını inceleyen coğrafya ilmi ana bilim dalı.
Filiş: İçerisinde farklı türde volkanik kayaçlar bulunan bir jeosenklinal tortul topluluğudur.
Flora: Bir bölgedeki bitkilerinin tümünün cins, familya ve türlere göre sınıflandırılmasına denir.
Fosil: Ölmüş hayvan ve bitki kalıntılarının yer kabuğu ve kaçlar içerisinde taşlaşması.
Fön Olayı: dağlardan sarkan hava kütlesinin çevresiyle sıcaklık alışverişi olmaksızın sıkışması ile havanın ısınması olayına denir.
Fön Rüzgarı: Yüksek dağlardan alçak sahalara doğru esen sıcak ve kurak rüzgarlara denir.
Fümeral: Yanardağdan gaz, su buharı ve dumanın çıkması safhasına denir.
G
Galaksi: Uzaydaki milyonlarca yıldız, gaz ve toz bulutlarının kümeleşmesine verilen genel addır.
Galeri Ormanları: Savan bölgelerinde küçük akarsu boylarında görülen sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır.
Garig: Akdeniz bölgesinde makilerin tahrip edilmesi sonucu oluşan bitki türüdür.
Gayzer: Volkanik bölgelerde sıcak suların belli aralıklarla yerin derinliklerinden fışkırarak çıktığı kaynaklar.
Gel Akıntısı: Gel-git
Geleğen: Göle karışan akarsulardır.
Gel-git Genliği: Gel sırasındaki suların kabarması ve git sırasındaki alçalması arasındaki su düzeyi farkına denir.
Gel-git: Deniz ve su kütlelerinin kabarması ve geri çekilmesine denir.
Genlik: Suların kabarık ve çekik devrelerindeki su düzeyi farkına denir.
Geodezi: Yeryüzünün büyüklüğü ve biçimiyle ilgilenen haritaların dayandığı temelleri sağlayan bilim dalı.
Geoid: Dünyanın kendine has şekline denir.
Gezegen: Güneşin etrafında dolanan gök cisimlerine denir.
Gideğen: Gölün fazla suyunun dışarıya boşattığı akarsulardır.
Gnays: Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğramış şeklidir.
Gök: İçersinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluktur.
Gök Ada: Uzayın algılanabilen bölgesine verilen isimdir.
Gök Atlası: Gök adası içerisindeki yıldızların yerlerini göstermeye çalışan haritalar takımlarından oluşan atlastır.
Gök Ekseni: Dünya kutuplar yarıçapının sonsuza doğru uzatılması ile oluşan eksene denir.
Gök Ekvatoru: Yer ekvatoru yarıçapının sonsuza doğru uzatılmasıyla oluşan eksene denir.
Göktaşı: Uzaydan Dünya’ ya düşen taşlara denir.
Göl bilimi: Göllere inceleyen bilim dalıdır.
Göl: Karalar üzerinde oluşmuş her tarafından kapalı çukurlara doldurulmuş su kütlelerine denir.
Gölet: Yapay küçük tatlı su göllerine denir.
Graben: Yer kabuğunun kırıklarla çökmesi ile oluşan çöküntü sahasına denir.
Granit: İç püskürük kayacıdır.
Grafik Ölçek: Çizgi ölçek.
Güneş tutulması: Ay’ ın Dünya ile Güneş arasına girmesiyle Güneş’ in Dünya’ dan görülmemesine denir.
Güneş Enerjisi: Güneş ışınlarından faydalanılarak elde edilen enerji.
Gündönümü: Güneş ışınlarının Kuzey ve Güney yarım kürelerde yeryüzüne en dik ve en eğik geldiği dönemlere denir.
Gün-tün Eşitliği: Yıl içerisinde gece ile gündüz sürelerinin eşit olduğu duruma denir.
H
Habitat: İnsanlar dışındaki canlıların yaşadığı doğal alanlardır.
Haliç: Plato kenarlarının akarsu ağızlarıyla deniz baskısına uğraması sonucu oluşan dallı budaklı koylara denir.
Halomorfik Topraklar: Delta ovalarının deniz suyuna temas etmesiyle oluşan verimsiz topraklardır.
Hammada: Kaya çölü.
Hamsin: Mısır’dan Akdeniz’in doğusuna doğru esen sıcak kuru rüzgârlardır.
Harita: Yeryüzünün bütününün veya bir bölümünün belli ölçekler çerçevesinde küçülterek kuşbakışı olarak bir düzleme aktarılmasına denir.
Harita Anahtarı: Haritalarda kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür.
Harita Ölçeği: Harita üzerinde gösterilen iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzünde aynı iki nokta arasındaki uzunluğa oranıdır.
Hara: Hayvan soylarının iyileştirilmesi, hayvan üretilmesi için kurulan bir tür çiftlik.
Hasat: Tarım ürünlerinin zamanı gelince toplanması veya biçilmesine denir.
Havza: Bir akarsuyun bütün kolları ile birlikte beslendiği alana denir.
Hazan: Sonbahar, güz.
Heyelan: Özellikle eğimli yamaçlar üzerinde gevşek yapılı killi tabaka üzerinde bulunan kütlenin tamamıyla kaymasına denir.
Heyelan Set Gölü: Akarsu vadilerinin önünün toprak kayması sonucunda kapanmasıyla oluşan göllerdir.
Hektar: 10000 m ye eşit arazi ölçü birimine denir.
Hidrograf: Bir akarsuyun belli bir kesiminde suyun yıl içerisinde veya belirli zamanlardaki akım durumunu gösteren grafiktir.
Hidrografi: Sular bilgisi.
Hidrografya: Okyanus, deniz ve göllerin oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceler.
Hidrografya Haritaları: Bil bölgenin su potansiyeli hakkında bilgi veren haritalardır.
Hidrosfer: Su küre.
Hidrografik Havza: 
Hidroliz: Bir tuzun su ile reaksiyona girerek kendisini oluşturan asit ve baza ayrılması.
Hidromorfik Topraklar: Taban su seviyesinin yüksek olduğu veya bataklık alanlarda görülen verimsiz topraklardır.
Hidroelektirik : Barajlardan su gücüne dayalı elde edilen enerjidir.
Highland: Dağlık arazi.
Higrofil: Suyu seven bitki.
Hinterland: Ard bölge.
Hiposantr: Depremin merkezi.
Hipsografik Eğri: Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir.
Horizon: Fiziksel ve kimyasal yönden değişik olan toprak katları.
Horst: Grabenin tersi. Her iki tarafındaki faylar boyunca yükselmiş kısım.
Hörgüç Kaya: Farklı aşınımlar sonucu oluşan deve hörgücünü anımsatan kayalara denir.
Humus: Topraktaki koyu kahverengi ve siyah renkteki organik maddeye denir.
I
Ignimbirit: Yanardağ püskürmesi sonucu çıkan kül bulutlarının yığılmasıyla oluşmuş yüksek oranda silis içeren kayaçlardır.
Irmak: Büyük çaptaki akarsulara denir.
Irmak Adası: Akarsuların eğiminin azaldığı özellikle menderesler çizdiği bölgelerde taşıdığı malzemeleri akarsuyun ortalarında birikmesiyle oluşan adadır.
Işık Yuvarı: Işık küre
Işıma: Yeryüzünün güneşten aldığı enerjiyi atmosfere verme sürecine denir.
İ
İç Deniz: Okyanuslara boğazlar aracı ile bağlanan karaların içlerine doğru sokulmuş denizlere denir.
İç Püskürme: İnstrüzyon.
İçbuzul: Antarktika kara parçası ve Grönland buzul örtüleri gibi geniş sahaları boydan boya örten buzullara denir.
İçbükey: İçe doğru bükülmüş yamaç.
İçe Akışlı Bölge: Kapalı havza. Suyunu dışarıya aktaramayan havza.
İğne Yapraklı Orman: Ladin, köknar, karaçam, kızılçam gibi iğne yapaklı ağaçlardan oluşan ormanlara denir.
İklim: Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen hava koşullarına denir.
İltiva: Kıvrılma.
İmbat: Yazın gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgârlarıdır.
İndirgenmiş Sıcaklık: Bir yerin yükseltisinin 0 metre kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir.
İhlandsis: Kutup bölgelerinde bulunan çok kalın ve geniş buzul örtüleridir.
İnsolasyon: Güneşlenme.
İnselberg: Kurak ve yarı kurak bölgelerde ince bir enkaz örtüsüyle kaplı bulunan aşınım düzlükleri dik yamaçlı tek tepelerdir.
İnterglasyal Dönem: Buzullar arsı dönem.
İnterserpsiyon: Yağış sularının özellikle bitkilerin yapraklarında ve gövdelerinde tutulmasına denir.
İsoamplitüd: Yıl içerisindeki en yüksek ve en düşük sıcaklık ortalamaları arasındaki değer farkıdır.
İyonosfer: Hava moleküllerinin oldukça fazla biçimde iyonlaşmış olarak bulunduğu elektrik iletkenliğine sahip atmosferin yüksek tabakalarıdır.
İzobar: Eş basınç eğrisi.
İzobat: Eş derinlik eğrisi.
İzohips: Eş yükselti eğrisi.
İzonef: Eş bulutluluk eğrisi.
İzoseist: Depremler için, eş sarsılma eğrisi.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
İzohalin: Eş tuzluluk eğrisi.
İzostasi: Kabuk tabakasının yoğunluğu ve kalınlığına göre mantoya batması sonucunda manto yüzeyinde oluşan dengeye denir.
İzoterm Haritaları: Sıcaklık dağılışını belirlemek amacıyla çizilen haritalardır.
İzoyet: Aynı miktar yağış alan yerleri birleştiren eğridir.
J
Jama: Karstik bölgelerde yüzeye açılan ve alttaki bir mağara ile bağlantısı olan huni şekilli, dar ve derin çukurlardır.
Jeoantiklinal: Derin deniz çanaklarında biriken tortulların sıkışmasıyla denizin üstüne çıkan kısımdır.
Jeodezi: Yeryüzü alan hesapları, yerin şekil ve boyutları ve değişik yerlerde yerçekimi hesaplanması yapan mühendislik bilim alanıdır.
Jeofizik: Yer fiziği ile uğraşan bilim dalıdır.
Jeoizoterm: Dünyanın kendi jeotermisinin derinliklere doğru artması.
Jeoloji: Yer bilimi.
Jeomorfoloji: Yeryüzünün oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceleyen bilimdir.
Jeomorfolojik: Jeomorfoloji ile ilgili olan anlamına gelmektedir.
Jeomorfoloji Haritaları: İç ve dış kuvvetlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeopolitik: Coğrafi konumun uluslar arası etkilerini inceleyen ve bundan sonuçlar çıkartan bilim dalıdır.
Jeosenklinal: Yeryüzündeki derin ve geniş okyanus ve deniz çanaklarına denir.
Jeoterm Basamağı: Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe her 33 m de sıcaklığın 1 derece artar. Buna da Jeoterm basamağı denir.
Jeoterm Derecesi: Yeryuvarı içinde sıcaklığın 1 derece artması için gerekli olan ortalama derinlik 33 m kabul edilir, buna da jeoterm derecesi denir.
Jeotermal: Yerin derinliklerindeki kendi sıcaklığına denir. Sıcak su buharı.
Jeostratejik: Barış ve savaş dönemlerinde mücadelelerde coğrafi unsurların etkilerini ve ilişkilerini inceleyerek stratejik hedefleri belirleyen bilim dalıdır.
Jips: Beyaz renkli tırnakla çizilebilen kimyasal tortul kayaçtır.
Jüvenil Su: Magmadan çıkan su buharının yoğunlaşmasıyla oluşmuş su’dur.
K
Kafesli Drenaj: Eğimli alanlarda kafes biçiminde yapılan drenaj sistemidir.
Kaldera Adası: Kaldera halkasının su üzerine yükselmiş volkanik bir adasıdır.
Kaldera: Çapı 1 km’ den fazla olabilen genellikle volkanik koniler üzerinde yer alan büyük çukurlardır.
Kalanklı Kıyı: Bunlar kalkerlerden meydana gelen sahalarda görülen ve dik kenarlı, derin koy ve küçük körfezlerin yer aldığı kıyılardır.
Kaledoniyen Dağları: Silüriyen başlarından Devoniyen başlarına kadar yükselmesi devam etmiş dağlar.
Kalker: Deniz ve okyanus havzalarında erimiş halde bulunan kirecin çökelmesiyle oluşan kayaçlardır.
Kalsifikasyon: Kireçtaşı durumuna gelme.
Kalsimorfik Toprak: Kireçtaşı marn gibi kireçli ana kayanın etkisine bağlı olarak oluşmuş topraklardır.
Kambriyen: Birinci jeolojik zaman öncesi kayaçlardır.
Kanyon Vadi: Çoğunlukla akarsular tarafından yatay tabakalı arazilerde açılmış U şeklindeki vadilerdir.
Kapalı Havza: Sularını denize ulaştıramayan havzalardır.
Kar: Bulutlardan billurlar biçiminde düşen bir yağış çeşididir.
Kara: Yeryüzünün denizlerle örtülü olmayan bölümüdür.
Karasallık: Karaların etkisiyle ortaya çıkan iklim özelliklerini belirten terimdir.
Karatoprak: Çernozyom. Humus ve mineral bakımından oldukça zengin olan toprak türüdür.
Karayel: Türkiye’ye kuzeybatı’dan esen, kışın kar yağışlarına yazın sağanak yağışlara sebep olan rüzgarlardır.
Karasal İklim: Deniz etkisinden uzak iç kesimlerde görülen gece ve gündüz arasında sıcaklık farklarının fazla olduğu ikimdir.
Karstik Bölge: Kireçtaşı ve alçıtaşı gibi kayaçlar bulunan ve bu sebeple karstik şekillere yer veren bölgelerdir.
Karstik Göller: Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde tabanlarda oluşan göllerdir.
Karstik Süreç: Karstik bölgelerde suların eritme ve biriktirmesi gibi kimyasal süreçlere verilen addır.
Karstik Yöre: Karstik topografya şekillerinin görüldüğü yöredir.
Karstik Kaynak: Kalkerli arazilerde yeryüzüne çıkan kaynaklara denir.
Kara Sular: Bir devletin kıyıları boyunca hakimiyeti altında bulunan belirli genişlikteki alana kara suları denir.
Karbonasyon:  Herhangi bir maddenin karbondioksit ile doyurulması.
Kav: Ağaçların gövdesinde yetişen çabuk tutuşan mantarımsı maddeye denir.
Kayaç: Yer kabuğunun birkaç mineralinden oluşmuş yer kabuğunun temel elemanıdır.
Kaynak: Yer altı sularının doğal olarak yüzeye çıktığı yer.
Kaynak Suyu: Kaynaktan çıkan yer altı suyu.
Kemosfer: Gazların iyonlaşmaya başladığı yerdir.
Kenar Deniz: Okyanus kıyılarında, okyanuslardan adalarla ayrılan denizlere denir.
Kesir Ölçek: Haritalardaki küçültme oranının basit ölçeklerle ifade edilmesine denir.
Keşişleme: Suriye çölünden Güneydoğu Anadolu bölgesine doğru esen sıcak ve kuru rüzgarlardır.
Kırağı: Havnın yeryüzüne teması ile su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleridir. Sıcaklığın sıfır derecenin altına düştüğü zamanlarda oluşur.
Kırç: Kırağının oluşumundan daha soğuk havalarda meydana gelen kırağıdan daha kalın buz kristalleridir.
Kırgıbayır: Yarı kurak iklim bölgelerinde killi tabakaların yüzeylerinin, eğimin fazla olması nedeniyle yüzey sularının aşındırması ile birbirini takip eden keskin sırtlar şeklinde oluşan coğrafik şekillere denir.
Kırmızı Toprak: Demir bakımından zengin humus bakımından fakir olan topraklardır. Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlarda yaygındır.
Kıta: Denizlerin ortasında kalan büyük ana kara kütlelerine denir.
Kıta Platformu: Derin deniz platformundan sonra dağlar ile kıyı ovaları arasında kalan geniş alanlara verilen isimdir.
Kıta Sahanlığı: Deniz seviyesinin altında, kıyıdan 200 metre derinliğe kadar olan bölüme denir.
Kıta Yamacı: Deniz kıyısı ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan kısımdır.
Kıvrılma: Tortul ve diğer kayaların yer kabuğunda meydana gelen sıkışmalar sonucunda asli durumunun bozularak kıvrımlar oluşturmasıdır.
Kıvrım: Dağ oluşumu hareketleri ile kayaçların sıkışması ile farklı yönlere eğilip bükülmeleridir.
Kıyı Bölgesi: Kıyı yakınlarında, derinliğin fazla olmadığı, sıcaklığın dalga ve gel-git etkisiyle değiştiği kıyı kuşağına denir.
Kıyı Oku: Dalgaların taşıdığı malzemelerin deniz kıyısında oluşturduğu yer şeklidir.
Kıyı Ortamı: Gel-git etkisi ve dalgaların altında kalan kıyı kuşağına denir.
Kıyı Set Gölü: Deniz akıntılarının oluşturduğu kıyı kordonlarının koyların önünü kapatması ile oluşan göllerdir.
Kiltaşı: Çok küçük çaptaki kil tanelerinin yapışmasıyla oluşan tortul kayaçtır.
Klimatoloji: Atmosfer olaylarını ve iklim tiplerinin oluşumunu , özellik ve dağılımını inceleyen bilimdir.
Kom: Ekonomik faaliyetlerinin genellikle hayvancılığa bağlı olduğu geçici yerleşim yerleridir.
Kol Akarsu: Ana akarsuya çevresinden katılan akarsulara denir.
Kolüvyal Toprak: Dağ eteklerinde kum ve çakılların birikmesi sonucu oluşan toprak türüdür.
Konveksiyonel Yağış: Isınan havanın yükselerek soğuması sonucu ortaya çıkan yağışlardır.
Konsekant Akarsular: Yeryüzünün eğim durumuna uyarak akan akarsulardır.
Konsekant Vadi: Konsekant akarsuların açtıkları vadilere, yani devamlı inişi olan vadilere denir.
Konverjans Hareketi: Hava kütlelerinin çevreden merkeze doğru yöneldiği hareketlerdir.
Konverjans Bölgeleri: Konverjans hareketlerin görüldüğü alanlardır.
Korrazyon: Akarsu ve rüzgarlarla katı parçalı maddelerin darbesiyle oluşan aşınımlardır.
Kozmik Tozlar: Evrendeki tozlardır.
Kör Vadi: Bir akarsuyun düdenlerde kaybolarak akışını  yer altından devam ettirir. Akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen bu vadilerine denir.
Körfez: Denizlerin kara içlerine doğru sokulmuş, sahilleri kara içlerinde kalan oldukça büyük deniz girintisidir.
Krater: Volkan konisinin en tepesinde kalan çevresi dik yamaçlarla çevrilmiş çukur.
Krater Gölü: Krater çanaklarının su ile dolmasıyla oluşan göller.
Kratojen: Yerkabuğunun hareketsiz üniteleridir.
Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Kroki: Herhangi bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
Kuars: Az çok saf halde bulunan kristalleşmiş silisyum dioksit çeşitlerine verilen addır.
Kuarsit: Başkalaşmış kuars tanelerinden oluşmuş kayaçtır.
Kumsal: Deniz kıyılarında dalga ve akıntıların taşıdıkları maddelerin birikmesiyle oluşan alanlara denir.
Kumtaşı: Kum tanelerinin doğal yollarla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul kayaçtır.
Kumul: Rüzgarın taşıdığı kumların hızının azaldığı yerde veya karşısına bir engel çıktığında kumların birikmesiyle oluşan kum tepecikleridir.
Kuraklık: Belirli zamanlarda meydana gelen ve canlıların yaşamlarını tehlikeye düşürecek kadar azalmış su kıtlığıdır.
Kuraklık Sınırı: Bir bölgede sıcaklık ve nem o bölgedeki tarım ürünlerinin sulamaya duyduğu ihtiyacı etkiler. Yaz sıcaklığının fazla olduğu bölgelerde sulamaya duyulan ihtiyaç fazladır. Buna da kuraklık sınırı denir.
Kurak Bölge: Yılda 250 mm’den daha az yağış alan ve buharlaşmanın fazla olduğu, bitki örtüsünün cılız olduğu bölgelerdir.
Kutup Noktaları: Yer ekseninin kuzey yarımküredeki ucuna kuzey kutup noktası, güneydeki ucuna güney kutup noktası denir.
Kutup Daireleri: Güneş ışınlarının Yengeç ve Oğlak dönencesine dik geldiği zamanlarda güneş ışınlarının teğet geçtiği yerlerdir.
Kutup Rüzgarı: Kutuplardaki termik Y.B alanlarından 60 enlemlerindeki dinamik A.B alanlarına doğru esen rüzgarlardır.
Kuyruklu Yıldız: Galakside donmuş gazlar ve suyun aniden birleşmesi sonucu oluşan bir cisimdir.
Kül Yağmuru: Volkanik patlama sonrası püskürme bulutlarından meydana gelen kül çökelmesine denir
Kümülüs Bulutları: Sütun ve pamuk yığınlarını andıran bulutlardır. Genellikle sıcak dönemlerde görülür.
Kütle Hareketleri: Torak akması, heyelan gibi toprak üzerindeki akma-kayma olaylarının hepsine denir.
L
Ladin: Kuzey yarımkürede soğuk bölgelerde yetişen ve sürekli yeşil kalabilen ağaçlardır.
Lagün: Denizle toprak altından veya dar bir boğaz ile bağlanan suyu acı veya tuzlu göllerdir.
Lahar: Yanardağdan akan çamurlu akıntıya lahar denir.
Lakolit: Asit magmanın kabuk tabakasına sokulması ile oluşan kubbe biçimindeki intrüzif kütledir.
Lapya: Kalkerli arazilerde yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük çukurlardır.
Laterit: Tropikal ve subtropikal bölgelerde yüksek sıcaklık ve bol yağış altında oluşmuş humus bakımından fakir demir bakımından zengin kırmızı renkli topraklardır.
Lav: Volkanik patlamalar sonrası yeryüzüne çıkan magmaya lav denir.
Lav Platosu: Üzeri lavlar ile örtülmüş düz arazilerdir.
Lav Set Gölü: Volkanizma sırasında akan lavların vadi önlerini kapatarak oluşan göllerdir.
Lavrasya: Günümüzdeki kuzey yarımküre kıtalarını oluşturduğu varsayılan kara parçasıdır.
Lejand: Haritalardaki özel işaretleri açıklayan bölümdür.
Levha Tektoniği: Levha modellerine göre yer hareketlerinin açıklanması.
Lığ: Akarsuların yatakları boyunca taşıdıkları deniz veya delta kıyılarında çökelttikleri kil, çakıl, kum gibi tortul maddeler.
Liman: Gemilerin yük ve yolcu alıp indirdiği korunaklı kıyı.
Limanlı Kıyı: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezleri sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır.
Limnoloji: Göl bilimi.
Limnigraf: Su seviyesini ölçen alettir.
Litosfer: Taş küre.
Litoloji: Taşların fiziksel ve kimyasal yapılarını inceleyen bilim dalıdır.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınıp biriktirilen topraklardır.
Lumaşel: Kavkılı kayaç.
Lüle Taşı: Beyaz renkli kolay işlenebilen doğal magnezyum silikat.
M
Maar: Volkanizma sırasında şiddetli gaz basınçlarına bağlı olarak yeryüzünde meydana gelmiş patlama çukurlarıdır.
Maden Suyu: Mineral bakımından zengin şifa verici özellikleri bulunan kaynak suyudur.
Maden Cevheri: İçinde belli miktarda maden bulunan kaya.
Maden Rezervi: Madenlerin işlenmemiş halidir.
Maden Yatağı: Maden filizlerinin bulunduğu yerdir.
Magma: Yerkabuğu içerisinde veya daha derinlerde bulunan sıvı veya hamur kıvamında bulunan kırıklar boyunca yeryüzüne püskürebilen maddedir.
Magmatik Kayaç: Kökeni magma olan magmanın soğumasıyla oluşan kayaçlardır.
Magmatik: Magmadan oluşmuş, magma kökenli olan.
Mağara: Su ile kolay çözünebilen kayaçların yeraltında yeraltı sularının etkisiyle çözünmesi sonucu oluşan boşluklardır.
Maki: Akdeniz ikliminin tipik bitki örtüsüdür. Her mevsim yeşil kalan çalılardan oluşur.
Makroklima: Çok geniş alanlarda görülen büyük iklim tipidir.
Maksimum Nem: Belirli bir sıcaklık ve basınç altında havanın taşıyabileceği en fazla nem miktarıdır.
Manto: Dünyanın litosfer ile çekirdek arasındaki katmanıdır.
Manganez: Alaşımlar halinde kullanılan daha çok demire benzeyen bir metal.
Mantarkaya: Kurak ve yarı kurak bölgelerde kayaların özellikle alt kısımlarının rüzgar tarafından aşındırılması sonucu ortaya çıkan şekle mantarkaya denir.
Masif: Eski jeolojik zamanlarda oluşmuş deprem riskinin en az olduğu kütlelerdir.
Memba: Kaynak.
Memba Suyu: Kaynak suyu.
Menderes: Akarsuların eğiminin azaldığı bölgelerde oluşturduğu büklümlerdir.
Mermer: İçerisinde %50 den fazla kalsiyumkarbonat bulunan başkalaşmış sert yapılı kalker.
Mercan: Mercan iskeletlerinden oluşmuş organik bir taştır.
Mercan Kıyıları: Mercan kalıntılarının kıyıya tortullar oluşturarak kıyıyı şekillendirmesiyle oluşan kıyı tipidir.
Mesa: Yatay tabakalı alanlardaki yüksek ve geniş düzlüklerdir.
Metalurji: Saf madeni kullanabilir hale getirmek için teknikler geliştiren bilim dalıdır.
Metalojeni: Maden yatakları ilmi.
Meteor: Gök cisimlerinin yeryüzüne düşen parçalarına meteor denir.
Metamorfik: Başkalaşıma uğramış olan.
Metamorfik Sular: Yer kabuğunun derinliklerinde diyajenez veya metamorfizma sonucu oluşan sulardır.
Mezra: Yaz aylarında tarım ve hayvancılık yapılan alanlarda kurulan geçici yerleşimlerdir.
Mineroloji: Mineral bilimi.
Mikroklima: Dar bir alanda görülen iklim tipidir.
Mistral: Fransa’nın iç kesimlerinden Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Moren: Buzul vadilerinden ve yamaçlarından koparak yığılan, genellikle kare biçimindeki buz kütleleridir.
Moren Set Gölü: Buzullar tarafından taşınan materyallerin buzulların eridikleri yerlerde birikmesiyle oluşan setlerin arkasında oluşan göllerdir.
Mostra: Bir formasyonun veya tabakanın topografya yüzeyi tarafından ortaya çıkan bölümüdür.
Muson İklimi: Muson rüzgarlarının etkisiyle oluşmuş yazları yağışlı kışları kurak olan iklimdir.
Muson Rüzgarı: Kıtaların bazı yerlerinden yazın denizden kışın karadan esen devirli rüzgarlardır.
Muson Yağmur Ormanları: Kışın yapraklarını döken geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır.
Mutlak Nem: 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına denir.
N
Nadas: Sürüldükten sonra tarlanın bir veya birkaç yıl dinlendirilmesidir.
Nahiye: Bölgeden daha geniş ve sürekli alanlar için kullanılan eski bir terim.
Nap: Örtü.
Nebatat: Bitki bilimi.
Nebka: Büyük sahra çölünde engellere takılarak yığılmış kum tepecikleridir.
Negatif Östatik Hareketler: Deniz seviyesinin alçalması.
Nehir: Akarsuların büyükleridir.
Nek: Volkan bacasının ağzını tıkayan lavın, volkan konisinin aşınması ile sütun biçiminde ortaya çıkması.
Nem: Atmosferde bulunan gaz biçimindeki su. Su buharı.
Nemlilik: Havanın belli bir sıcaklıkta taşıdığı nem miktarı.
Nemcil Ağaçlar: Nemli bölgelerde veya uzun kökleri sayesinde az çok nem olan bölgelerde yetişen ağaçlardır.
Nemcil Bitkiler: Sürekli ıslak toprakta nemli havada yetişen, bu duruma alışmış bitkilerdir.
Nemli Bölge Toprakları: Yağışın çok olduğu bölgelerde oluştuğu için tuz ve kireç gibi minerallerin toprağın alt tabakalarında kaldığı topraklardır.
Nemli İklim: Yağışın buharlaşmadan daha fazla olduğu iklimledir.
O
Oba: Göçebe hayvancılık yapan kişilerin oluşturduğu geçici çadırlardan oluşan yerleşimlerdir.
Obruk: Kireç taşlarının çözülmesi ile meydana gelmiş derin çukurluklardır.
Obsidiyen: Lavın hızla soğuması ile oluşan genellikle siyah ve kahverengi renkteki kayaçlar.
Oğlak Dönencesi: Güney yarımkürenin 23 derece 27 dakika enleminde 21 Aralık tarihinde güneş ışınlarının öğle vakti dik vurduğu çember.
Ojit: Yanardağ kütlelerinde bulunan ve bazaltların temelini oluşturan mineral maddedir.
Oksidasyon: Kayaların bileşimindeki mineralin oksijen ile birleşmesi sonrası meydana gelen kimyasal değişikliklerdir.
Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran geniş su kütleleridir.
Okyanusal İklim: Genellikle 30 derece-60 derece enlemleri arasında karaların batı kıyılarında görülen, yazların fazla sıcak, kışlarında çok soğuk geçmediği iklim tipidir.
Oltu Taşı: Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkarılan genellikle siyah, koyu kahverengi ve sarı renklerde bulunan bir tür linyit.
Orman: Ağaçlarla örtülü geniş alanlara verilen isimdir.
Orman Sınırı: Orman örtülerinin kutuplara doğru ve yükseltiye göre yayılabildiği en son sınırlardır.
Orojenez: Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılmalar sonucunda yükselmesi olayına Orojenez denir.
Orojenik: Yer kürede meydana gelen yatay ve dikey hareketler sonucunda dağ oluşumuna denir.
Orografik Yağışlar: Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Oseanografya: Okyanus ve onlarla ilgili ekosistemleri inceleyen bilimdir.
Otlak: Hayvanların otlatıldığı alanlardır.
Ova: Engebeliğin çok az olduğu düze yakın vadilerle ayrılmış yüzey şeklidir.
Ö
Ökümen: Karaların yerleşmiş ve yerleşebilir olan yerleridir.
Ölçek: Harita üzerindeki bir uzunluğun yeryüzündeki gerçek uzunluğa oranıdır.
Ön Bölge: Dağ oluşum hareketlerinin yönelmiş olduğu alçak bölgeler.
Önbuzultaşı: Buzul hareketlerinin duraklama devrelerinde birikmiş yüzey morenleridir.
Önçukur: Bir jeosenklinalin ön bölge cephesindeki kenar çukurlardır.
Östatik Hareketler: Karalar üzerinde meydana gelen buzullaşma ve buzul erimesine bağlı olrak deniz seviyesinde meydana gelen yükselme ve alçalmalardır.
Örtü Buzulu: Kilometrelerce alana yayılan çok geniş yer kaplayan buzul türüdür.
Ötrafikasyon: Fazla miktarda organik veya mineral içeren göl ve bataklıklarda bitkilerin aşırı şekilde büyümesi olayıdır.
Özel Konum: Dünya üzerinde herhangi bir yerin denizlere, çevresine, komşularına göre konumudur.
P
Paleontoloji: Fosilbilim.
Paleocoğrafya: Kra ve denizlerin, dağ sıralarının ve vadilerin her dönemdeki dağılışlarını inceleyen bilim dalıdır.
Paralel: Koşut.
Pedoloji: Toprak bilimi.
Pele Tipi Volkanizma: Şiddetli patlama ve çok kızgın bulutlar teşkil eden piroklastik madde-gaz çıkışlarıyla kendini gösteren volkan tipidir.
Peneplen: Dış güçlerin aşındırması sonucu meydana deniz seviyesine yakın hafif dalgalı arazi biçimidir.
Peribacası: Volkan tüflerinin yaygın olarak bulunduğu vadi ve plato yamaçlarında sel sularının aşındırması sonucu oluşmuş yeryüzü şekilleridir.
Periglasyal: Buzullarla örtülü olan bir alanın yakın çevresi.
Permafrost: Devamlı donmuş zemin.
Piedmont Tipi Buzul: Bir dağ yamacında yer alan vadi buzullarının, o dağın eteklerinde birbirleri ile birleşmesi sonucu oluşmuş buzullardır.
Plankton: Deniz akıntıları ile sağa sola sürüklenen, suda yaşayan bütün bitki ve hayvanlara verilen addır.
Plato: Akarsu vadisi ile derin bir şekilde yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Plato Buzulları: Yayla buzulu.
Plaj: Denizlerin ve göllerin kıyısındaki kumluk yerler, güneşlenme alanlarıdır.
Pleistosen: Dördüncü çağın birinci dönemi.
Plütonik Kayaçlar: Derinlerde oluşmuş magmatik kayaçlar.
Podzol Toprklar: Tayga ormanları altında oluşan soğuk ve nemli bölge topraklarıdır.
Polye: Karstik bölgelerde kireçtaşlarının çözülmesiyle ortaya çıkan büyük karstik çukurluklara denir.
Ponor: Su yutan.
Poyraz: Kuzeydoğudan esen yazları serinletici etki, kışları ise kuru soğuklara sebep olan rüzgardır.
Prekambriyen: Kanada ve ABD’deki kambriyen öncesi olan bütün kayaçlara verilen isimdir.
Piroklastik: Volkanik bacadan patlama ile püsküren materyaller.
Pus: Hava içinde toz taneciklerinin verdiği duruma verilen isimdir.
Püskürme: Yanardağın püskürme olayıdır.
Püskürük Maddeler: Erüpsiyon maddeler veya indifa maddeleri.
R
Radyal Akarsu: Kraterlerin dış tarafındaki koni yamaçlarındaki akarsularda radyal bir sistem görülür, bu tür akarsulara radyal akarsular denir.
Rafineri: Ham petrolün arıtıldığı yer.
Rakım: Bir noktanın deniz seviyesine göre yüksekliğine denir.
Ratıp İklim: Nemli iklim.
Reg: Çöllerdeki ince materyallerin rüzgarlarla taşınması sonucunda geri kalan iri materyaller.
Regolit: Taşların parçalanmasıyla ortaya çıkan ham toprak.
Regosol Toprak: Volkanlardan çıkan materyaller ve akarsuların biriktirdiği kalüvyal depolar üzerinde oluşan topraklardır.
Regresyon: Deniz gerilemesi.
Rejim: Bir akarsuyun debisinin zamana ve yere göre gösterdiği değişikliklerdir.
Relief Haritası: Yeryüzü şekillerinin ilk bakıldığı anda gösterilecek şekilde yapılan haritalardır.
Rendzina: Humuslu toprak.
Resif: Mercan yapıları.
Resürjans: Bir müddet yeryüzünde akarak yeraltına giren ve buradaki akışını tamamladıktan sonra tekrar yeryüzüne çıkan akarsu.
Relikt Bitki: 4. Zamandaki buzul çağında yaşayan bitkilerin günümüzde iklimlerin ısınmasıyla dağların yüksek yüksek kesimlerinde yaşayabilen bitkilerdir.
Rialı Kıyı: Nispeten yüksek, akarsularla derin bir şekilde yarılmış alanlarda, vadilerin aşağı kısımlarının sular altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Rippelmark: Kum dalgacığı.
Riyah: Yel, rüzgar.
Rüral Bölge: Kır yerleşmesidir.
Rüzgar: Hva kütlelerinin yatay yöndeki hareketleridir.
Rüzgar Aşındırması: Çöllerde kayalara özel bir görünüş veren küçük biçimler meydana getiren yel işlemesi.
Rüzgar Cilalaması: Rüzgarın taşıdığı parçaları sürterek taşları cilalaması olayına rüzgar cilalaması denir.
Rüzgar Erozyonu: Bitki örtüsünün olmadığı veya cılız olduğu yerlerde toprağın rüzgarla yerinden sökülerek taşınmasına rüzgar erozyonu denir.
S
Saçak Su: Yağmur yağdıktan hemen sonra yamaçlardan saçak saçak akan sulardır.
Sağanak: Aniden yağmaya başlayan bardaktan boşalırcasına yağan yağmurlar.
Sahil: Kıyı çizgisi.
Sander: İç veya dağ buzullarının dışında kumlarla örtülü geniş düzlüklere verilen addır.
Sarkıt: Mağaraların tavanlarından aşağı doğru büyüyerek sarkan damlataşlarıdır.
Savan: Ağaçlı bozkırlar.
Sediment: Akarsu, buz ve rüzgarlar tarafından depolanan ince materyal parçalarıdır.
Sedimenter Tortul: Yeryüzüne etkili fiziksel ve kimyasal koşullar altında aşınıp, taşınan ilksel kayaların parçalarının birikmesiyle oluşan kayalardır.
Sedimatasyon: Yeryüzünde etkili olan fiziksel ve kimyasal koşullar altında ilksel kayaçların aşınıp birikmesiyle yeni kayaların oluşmasıdır.
Sedimantoloji: Sedimenter kökenli kayaçların oluşumunu, yapısını özelliklerini, insanlara sağladığı faydaları elen alan bilim dalıdır.
Sekba: Çöllerde veya yarı kurak bölgelerde yağışların ardından oluşan geçici sığ göllerdir.
Seki: Yatağına alüvyonları yaymış olan akarsuların yeniden canlanarak yatağını oyması ile oluşan basamaklar.
Senklinal: Tabakaların kıvrılarak alçalması.
Set Gölü: Önünü herhangi bir maddenin kapatmasıyla bir çanak biçimi almış çukurların su ile dolmasıyla oluşan göllerdir.
Seyelan: Yağışlardan sonra  suların yeryüzünü tamamen kaplayarak akmasıdır.
Sial: Yer kabuğunun dış örtüsüne verilen addır.
Sıcak Cephe: Sıcak alın.
Sıcak  Hava Dalgası: Herhangi bir bölgede belirli zamanlarda meydana gelen olağanüstü olaylar olarak da adlandırılan birkaç günlük ısınmalardır.
Sıcak Kuşak: 23 derece 27 dakika Kuzey ve Güney enlemleri arasında kalan bölgedir.
Sığ Deniz: Derinliği az olan denizlerdir.
Sığ Deniz Adaları: Sığ denizlerde serpili biçimde bulunan yanındaki karadan sayılan adalardır.
Sileks: Çakmaktaşı.
Siklon: Döngü.
Sipolen: Sadece kalsit oluşmuş doğal çimentolarla birleşip donmuş kayaçlardır.
Sirk: Buzulun ilk oluşmaya başladığı yerde oluşan küçük aşınım çukurlarıdır.
Sirk Buzulu: Dağların tepesinde yüksek yamaçlarda yeni oluşmaya başlayan buz türüdür.
Sirk Gölü: Buzul aşındırması sonucu oluşmuş çukurlukların sularla dolmasıyla oluşan göller.
Sirokko: Kuzey Afrika kıyılarında, güney İtalya kıyılarında görülen kışları esen çöl kökenli sıcak rüzgarlardır.
Sitasyon: Bir suyun çıktığı yer. Pınar, göz.
Skayerli Kıyı: Örtülü buzullarla şekillenmiş alanlarda hörgüç kayaların ve taş tepelerinin sular altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Soğuk Cephe: Soğuk alın.
Soğuk Hava Dalgası: Bir bölgede ara sıra meydana gelen olağan üstü hal olarak nitelendirilen birkaç günlük veya uzunca soğumalar.
Soğuk Kuşak: Her iki yarımkürede de 66 33 enlemleri ile kutuplar arasında kalan bölgelerdir
Soliflüksiyon: Toprak akması.
Soltis: Gündönümü.
Step: Bozkır.
Stratigrafi: Jeolojinin katmanlarını inceleyen bir koludur.
Stromboli Tipi Volkanizma: Orta şiddetli ve periyodik patlamaların görüldüğü Volkanizma tipidir.
Su Taşır: Yeraltı sularını taşıyan geçirimli katmanlardır.
Subsekant Akarsular: Sonradan oluşmuş akarsulardır.
Subsekant Vadi: Subsekant akarsuların vadilerine denir.
Ş
Şahit Kaya: Farklı dirençteki kayaçların rüzgar aşındırması sonucu meydana gelen şekillerdir.
Şaryaj: Dağ oluşumu sırasında bir kütlenin başka bir kütle üzerine kaymasıdır.
Şaryaj Örtüsü: Bir kütle üzerine sürünerek gelmiş olan kütlelerdir.
Şelale: Akarsuların yüksek bir yerden dökülüp aktıkları yerlerdir.
Şelf: 200 m derinliğe kadar olan kesim.
Şist: Yüksek sıcaklık ve basınç etkisiyle yapraklaşmış kil taşlarıdır.
Şot: Cezayir ve Tunus’ta tuzlu bataklık.
T
Tabaka Kaynağı: Geçirimli tabakaların topografya yüzeyi ile kesiştiği yerlerden suların yüzeye çıkmasıyla oluşan kaynaklardır.
Taban Seviyesi: Yer kabuğunun dış etkenlerle aşındırılmasında etkili rol oynayan seviyedir.
Taban Seviyesi Ovası: Akarsuyun taban seviyesine ulaştığı yerlerde eğimin azalması sebebeiyle taşıdığı materyallerin birikmesiyle oluşan ovalardır.
Taban Suyu: Yüzeye yakın, geçirimsiz bir tabaka ile sınırlanan geçirimli tabaka içerisindeki sular.
Tabanlı Vadi: Akarsuların yatay yönde aşındırmalarının artmasıyla oluşan vadilerdir.
Takke Buzulu: Dağların zirvelerini kuşatan buzullar.
Talveg: Akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren çizgiye verilen addır.
Taş: Kayaç.
Taşküre: Mantonun üzerinde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmandır.
Tayga: Orta kuşağın soğuk bölgelerinde iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar.
Tayfun: Tropikal bölgelerde görülen güçlü fırtınalar.
Tefra: Volkanik malzemeler için kullanılan genel bir terim.
Tektonik: Yerkabuğunun yapısını ve değişmesine yol açacak orojeni, epirojenik  özellikleri inceleyen bilim alanıdır.
Tektonik Göl: Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki göllerdir.
Tektonik Hareket: Yer kabuğunda meydana gelen kırılma, kıvrılma, yükselme ve alçalma gibi hareketlerin tümüdür.
Tepe: Yüksekliği 500 m den daha düşük olan yeryüzündeki kabartılardır.
Terra rosa: Akdeniz ikliminin egemen olduğu yerlerde görülen kalkeri gitmiş killi kızıl renkteki toprak.
Termal Kaynak: Yer ısısı olup, yerkabuğunun farklı derinliklerde biriktirmiş olduğu ısının oluşturduğu sıcak su buhar ve gazlarıdır.
Tombolo:  Kıyı oku ile açıktaki bir adanın karaya bağlanmasıyla oluşan şekil.
Tomruk: Ormanlardan elde edilen kalın ve düzgün kütüklere denir.
 Topografya: Yeryüzünün görülen yüzey şekilleri.
Transgresyon: Deniz ilerlemesi.
Traverten: Kireç taşının su içerisinde çözüldükten sonra tekrar çökelmesiyle oluşan şekillerdir.
Tropikal İklim: Ekvator ile çöller arasında bir geçiş iklimidir. Yıllık sıcaklık farkı azdır.
Troposfer: İklim olaylarının yaşandığı atmosferin en alt katmanıdır.
Tsunami: Deniz’in dibinde meydana gelen depremlerin yol açtığı bir doğal afettir.
Tundra: Kutuplara yakın yerlerde görülen iklim ve bitki örtüsüdür.
Tüf: Yanardağ külü ve kum gibi bileşenler bulunan katılaşmış yanardağ kırıntı taşıdır.
Tüfit: Tüf ve taş kırıntıları karışık malzemeye verilen addır.
U
Uç: Rastlanabilen en yüksek ve en düşük sıcaklık değeri.
Ulu Deniz: Okyanus.
Uvala: Düden veya dolin’den daha büyük karstik çukur.
Uved: Çöllerde tesadüfen, yarı kurak bölgelerde ise geçici ve mevsimlik olarak su bulunan kuru vadiler.
Uzay: Bütün gök cisimlerinin içinde bulunduğu sonsuz boşluğa uzay denir.
Ü
Ülke: Bir devletin yönetimi altındaki toprak parçalarının tamamına ülke denir.
Ülke Coğrafyası: Yerel coğrafya. Ülkelerin coğrafi özelliklerini inceler.
V
Vadi: Akarsu aşındırması ile oluşan ve tabanında akarsu yatağının yerleştiği sürekli iniş gösteren oluk.
Vadi Tabanı: Akarsuyun içerisine yerleştiği vadinin en alçak kesimindeki düzlüklerdir.
Vadi Buzulu: Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağıya hareket eden buzul türüdür.
Vados: Yeraltına sızmış sulardır.
Vaha: Çöllerde suların yeryüzüne çıktığı yer ve çevresine verilen isim.
Vejetasyon Coğrafyası: Yeryüzündeki bitkilerin dağılışını, özelliklerini inceleyen bilim dalıdır.
Voklüz: Kalın kalker tabakalarının arasındaki boşlukları doldurmuş olan yeraltı sularının yüzeye çıktığı kaynaklardır.
Volkan: Yer yuvarlağı içerisinde kızgın ve katı maddelerin yeryüzüne çıktığı yer.
Volkan Bacası: Magmanın yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yola denir.
Volkan Camı: Lav’ın kızgın ve akışkan durumda iken bazı kesimlerinin billurlaşmaya olanak vermeyecek derecede hızlı soğuması sonucu oluşmuş  doğal camlardır.
Volkan Konisi: Lav, kül gibi volkanik maddelerin üst üste yığılmasıyla oluşan koni biçimli yükseltilerdir.
Volkanik Patlama: Bilinen en büyük doğal afetlerden birisidir. Jeolojik yapılı doğal afettir.
Volkanik Göl: Volkanik patlamalar ile açılan çukurlarda oluşan göllerdir.
Volkanik Kıyı: Oluşumları volkanizmaya bağlı adaların kıyılarına verilen isimdir.
Volkanik Dom: Riyolit, dasit ve trakit gibi asit karakterdeki çok yapışkan ve yoğun lavların, çıktıkları bacanın ağız kısmında meydana getirdikleri kubbe  şeklindeki tepelerdir.
Volkanizma: Magmanın yeryüzüne eriyik, katı, sıvı ve gaz halde çıkması olayına Volkanizma denir.
Volkanoloji: Yanardağ bilimi.
Y
Yağmur: Yeryüzünde en çok görülen bir yağış türüdür.
Yağmur Ölçer: Pluviyometre.
Yalama Yazı: Yontukdüz.
Yamaç Kaynağı: Geçirimsiz bir tabakanın üzerindeki geçirimli bir katmandan yeryüzüne çıkan kaynaklardır.
Yanardağ: Magmanın yeryüzüne çıktığı ve geçmişte çıkmış olduğu koni biçimli dağlardır.
Yanardağ Ağzı: Yanardağ patlamaları ile oluşmuş, çapı 1 km den küçük çanaklardır.
Yanardağ Kayaçları: Püskürük kayaçlar.
Yanardağ Külü: Volkan külü.
Yar: Dimdik kayaçlara yar denir.
Yardang: Orta Asya çöl bölgelerinde rastlanan görünüşleri U şeklinde olan ince uzun yarıntılar.
Yarma Vadi: Akarsuyun iki düzlük arasındaki sert kütleyi derine aşındırması ile oluşan vadilerdir.
Yatak: Akan suların meydana getirdiği, yıl içinde sürekli ya da geçici olarak suların aktığı yer.
Yaz Musonu: Denizden karaya doğru eserler ve gittikleri yere bol nem ve yağış getirirler.
Yengeç Dönencesi: Kuzey yarımkürenin 23 derece 27 dakika paralelinde, Güneş ışınlarının 21 Haziran tarihinde dik düştüğü enlem.
Yer: Yeryüzündeki herhangi bir alan.
Yerberi: Bir gök varlığının yörüngesi üzerinde dolanım hareketini yaparken bu cismin yere en yakın geçtiği noktalar.
Yerbilim: Jeoloji.
Yeraltı Suyu: Yeraltında bulunan sulara verilen isimdir.
Yerçekimi: İki cismin birbirini, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters oranlı, kütleler çarpımı ile doğru oranlı olarak çekmesi.
Yerel saat: Yeryüzünde her bir nokta için, o noktada güneşin meridyen üzerinden geçmesi ile düzenlenen saat.
Yer Kabuğu: Dünyanın yaklaşık olarak 30 ila 35 km kalınlığındaki bölümüdür.
Yerli Kaya: Bir kısmı yüzeyde gözüken  veya toprak çakıl gibi materyallerle örtülü olan sağlam kaya.
Yeröte: Bir gök  varlığının yer e en uzak geçtiği noktadır.
Yeryüzü: Taşküre.
Yoğuşma: Su buharının soğuma sonucu katı veya katı hale geçmesi.
Yontukdüz: Aşınım dönemi geçirmiş topografyası  düzleşmiş alçak veya yüksekçe düzlük.
Yörünge: Bir gök cisminin başka gök cismi ettafında izlediği yol.
Yörünge Düzlemi: Ekliptik.
Yumrular: Düzensiz toparlak biçimindeki taşlar.
Z
Zelzele: Deprem.
Zemin: Yeryüzünün yüzeyi.
Zemin Hareketi: Zeminin belli nedenlerle yer değiştirmesi.
Zeolit: Boşlukları kalker ve alkalen silikatlarla dolmuş volkanik kayaçlar.
Zımpara Taşı: Çok sert alüminyum kristallerden oluşan, parlatıcı veya aşındırıcı olarak kullanılan kayaçlar.
Zoocoğrafya: Hayvanların dağılışını inceleyen bilim dalıdır.
Zooplankton: Hayvanlardan oluşan plankton.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder